Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Aralık '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hiçlik makamı

Heyhat! Ne de çabuk bitiverdi.

Daha dün gibiydi oysa yaşananlar.

Eskidi gönül çehresinde ne muazzam zamanlar.
Bir kahve içimlik zamana sığar oldu belleğimizdeki tortular.
Kaç afet, kaç yangın, kaç harman, kaç vuslat, kaç gözyaşı-
gülüş, kaç kırık, kaç suskunluk geçti kalbin görüş
alanından.

Sevgi tellerine dokunan tatlı havaların bıraktığı mayhoş
iklimlerle dönerken başımız; tutunduğumuz nicelerini
peşisıra yolcu etmekteyiz.

Şarkılara devirip bitmişleri, türkülere yaslarken yüreği hangi
namenin ezik tarafında yer olabilir ki bize. Hangi şiirin
ucundan tutunabilir hevesler. Muradını nerede bulur
hayaller. Yeniden maziye dön dese de, dönebilir mi an.

Ve dinlediğimiz şarkılar bile gerçeği bir poyraz edasıyla
çarparken yüzümüze yüzümüze hangi gidenin geleceğini
bekliyor bekleyişlerimiz.

''Geçti bahar hazan erdi bu yerde

deli gönül yine dertte yine kederde

şakımıyor bülbül artık seherde

deli gönül yine dertte yine kederde''

Yaş kemale erince böyle söyler beşer. Hele duygusalsa ve
bu toprakların derin sevgi halleri işlemişse ruhuna.

Ama geçen geçmiştir. Şairin ifadesiyle artık geceyi
söndürebiliriz. Ve uykusuzluk vakti diyebiliriz.

Çocuk, genç, yaş almış kim varsa herkese aynı etkiyi
bırakabilsin amacı güderek bu kadar samimi aktardım. Hani
bunları hissetmek için yaş almaya da gerek yok. Zamanın
asla geri döndürülemediğini elbet her kişi rahatlıkla
görmekte ama görmemezlikten gelmekte.

Hırsın ellerinde boğdurulan şu zamanın kıymeti teslim
edilmediğinden dünyalık beklentiler uğruna insanoğlu neler
neler yapmıyor ki. İnsanın insana ettiğini hiçbir canlı etmedi
maalesef.

İşte gelinen yerdeki duygu durumumuz yukarıda izaha
çalıştığım halden öte olmadığı için yürüyüp yürüyüp, durup
durup düşünmeli insanoğlu. Neyin peşinde koştururken bu
kadar dağılıyorsun, koca bir hiçlik elde etmek uğruna mı
yerle yeksan ettin asıl gerçeği diyebilmeli...

Hiçlik deyince aklıma Hoca Nasreddin fıkrası geldi.

Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:

“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”

Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
...“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.

“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.

“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”

“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son
makamını söylemiş:
“Hiç.

“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin
yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik
makamında!”

Ruhuma şu an düşen bir dörtlükle yazının noktasını
koyalım.

“Arınmış ruhunun engin düzlüğünü açmadıkça aşka,

Dünyayı sana verseler de boşuna.

Yaş alırken eskiyen mobilya gibi değil de,

İnsan gibi eskimek yakışır inançlı insana.”

 

Köşe Yazısı: Denizhan Burhan

 
Toplam blog
: 55
: 154
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

Basın Danışmanı. Medya tanıtım uzmanı ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara