Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hiddet, bir hitabet sanatı mıdır?

Hiddet, bir hitabet sanatı mıdır?
 

Hiddet de bir nevi hitabet sanatıdır. (Başbakan R. T. Erdoğan)


"Başbakan, öfke kullanırken bile bu ülkeye hizmet ediyor!" Bu sözleri kim söylüyor biliyor musunuz? Başbakanımızın kendisi.

Gaziantep'te halka hitaben yaptığı konuşmada, kendisine yöneltilen hiddet ve öfkeli olmasıyla ilgili suçlamalar üzerine böyle konuşuyor.

Sayın başbakan, öfkelenmeden, hiddetlenmeden idare edemiyor musunuz bu güzel ülkeyi?
Ben şahsen sıkıldım artık sizin her fırsatta bağırıp çağırmalarınızı, ona buna hakaret etmelerinizi dinlemekten.

Gerçekten sizi ekranlarda gördüğümde titremeye başlıyorum, huzurum kaçıyor.
"Sayın başbakanımız, acaba şimdi kime hakaret edecek, niçin hiddetlenecek?" diye bekliyorum.
Kanal değiştirip başka program seyretmiyorum. Nihayet bu ülkenin başbakanısınız. Söyleyecekleriniz beni ilgilendiriyor. Ama bilgilenemiyorum. Hep aynı kavga.

İnanın şu yazıyı yazarken bile rahat değilim. Zira basının büyük bir bölümünü etki alanınıza aldınız, doğru dürst yayın yapmak isteyen basın kuruluşlarını da baskı altında tutuyorsunuz. Basın istediği gibi görev yapamıyor. Milliyet gibi devasa bir kuruluş bile sizi biraz fazla eleştirdiğimizde yazımızı yayına alamıyor.

Ben aslında "sayın" kelimesini kullanmayı hiç sevmem. Size hitabederken de bu kelimeyi size değil de makamınıza saygımdan kullanıyorum.

Basının duayenlerinden biri olan İlhan Selçuk'un sabahın köründe evinden alınarak tutuklanması ve daha sonra serbest bırakılması konusunda hiçbir tepkiniz yok?

Kim yaptırdı bu hukuk dışı olduğu düşünülen eylemi?

Yeri yurdu belli, Türkiye'nin en eski gazetecilerinden biri... Çağırsınlar gelsin!

Gelmezse öyle uygulansın katı eylem. Prof Alemdaroğlu ve Doğu Perinçek de aynı durumda.

Sayın başbakan, siz devamlı hiddetlenirseniz, üstelik "Hiddet de bir nevi hitabet sanatıdır." diyerek bizleri şaşkına çevirirseniz ne olacak bizim halimiz? Vatandaş siz politikacıları örnek alıyor.

Herkes her problemini bağırıp çağırarak, öfke ve hiddet hatta şiddet göstererek halletmeye çalışıyor.

Sadece siz değil, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli de aynı şekilde her fırsatta hiddet gösterisinde bulunuyorlar. Belki onlar da sizin, hiddeti "Hitabet sanatı" olarak tanımlamanızın gazına geldiler. Hitabet sanatı diye hiddet gösterisinde bulunuyorlar.

Yapmayın lütfen! Biraz sinirlerinizi dizginleyin!
Üç kuruşluk ölümlü dünyada değer mi bu kadar kavgaya?

Giderken hiddetimizi bile götüremiyoruz. Musalla taşında boylu boyunca uzanıveriyoruz. Kılımız kıpırdamıyor.

Bilişim Çağı'nda diğer ülkeler sıkı bir çalışma içindeler.

Siz, davranışlarınızla insanları Avrupa'dan soğuttunuz.

Hani AB'ye girecektik! Ne oldu?
Türbanla uğraşmaktan, Türkiye'nin çağdaşlığı ve laikliği ile ilgili kavga veren insanları tevkif ettirmekten, başka işlere vakit mi kalmıyor acaba?

Sayın Başbakan ve tüm politikacılardan rica ediyorum, lütfen TV kanallarında, miting alanlarında çirkin görüntüler vermeyin! Sıkılıyoruz. Kavga etmeden, birbirinize hakaret etmeden, alaylı benzetmeler yapmadan yönetin bu güzel ülkeyi.

İlle de kavga edecekseniz birbirinizle, bunun başka bir yolu var:

Bırakın politikayı, yazılın bir güreş veya boks kulübüne, birbirinizle güreş tutun, boks yapın!
Hatta kik boks da yapar daha çok rahatlarsınız. Ama bizi rahat bıraktıktan sonra.

En derin saygılarımla.

Mustafa Mumcu 24 Mart 2008 / 08:00

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..