Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '19

 
Kategori
Bilim
 

Hologram Dünyan

Evrendeki tür bizim beşer türümüz. Tüm hüneri beden anlayışı üzerine kurulu. Beşerî bir yaşamı prensip edinmiş kimseler, haliyle evrensel planda geçerliliği olan bir konu ile karşılaştıklarında onu anlayamadıkları gibi asla içinden de çıkamazlar.

Çünkü beşerler, daima gündelik hayattaki sorunlara karşı kayıtsızmış gibi görünüp rol kesmeye bayılırlar. Gündemle kendilerini meşrulaştırdıkları ve böylelikle kendilerine mevki-itibar buldukları sanısı içindedirler.

Dolayısıyla bu konuya veya benzeri bilgi içeren hususlara odaklanmaları imkansızdır.

Bu bağlamda farklı bir durumu açıklamak gerekiyor diyebiliriz.

Bu işe yaklaşımını, 'beynin çalışma işlevinde, hologram dünyanda' görmek mümkündür.

Bakın araştırmacı yazar Ahmed Hulusi ‘Beyindeki Hologram Dünyan’ isimli makalesinde bilimsel olarak bu gerçeği vurgulamış ve şöyle demiştir: ‘Görüyorum dediğin her şey beyninin içinde oluşan bir (3D değil) çoklu D holografik dünyan. Beyne gelen beş duyuya dayalı veya beş duyu ötesi tüm elektromanyetik dalgalar veri tabanına göre değerlendirilerek beyninin içindeki holografik dünyanı (kozanı-cocoon) oluşturuyor. 

Yani dış dünyanı değil beyninin içinde oluşan hayal dünyanda yaşıyorsun. Kim olursan ol. Algıladığın v hüküm verdiğin her şey, algıladığın sureti kadarının yani bir enstantanesinin dünyada oluşan simgesi…’

Bahsi geçen beş duyuya dayalı ve beş duyu ötesi elektromanyetik dalgalar; beynin veri tabanına göre değerlendirilerek yaşandığına göre, bilgi birikimleri bahsedildiği üzere seni hayal dünyaNda yani kozaNda yaşatma durumunu ortaya koyacak demektir.

Beynin içindeki hayal dünyandaki algılamanı net olarak yaşaman için; seni kilitleyen, krize dönüştüren, kaos yaratan değerlerden tam olarak kurtulman gerekecektir ki varlığın bir holografik yapı olduğu gerçeği anlaşılsın.

Şöyle ki; beğenmediğin şeyleri beğenir hale gelmek, olmayacak duaya amin demek, hoşlanmadıklarından hoşlanır hale gelmek, utanma duygusu varsa ondan kurtulabilmek, beğenilme arzusu ile yaşamamak, yarını düşünürken endişe içerisinde olmamaya, korkuyorsan korkmamaya gayret etmek, kıskançlık veya cimrilik gibi özelliklerini değiştirerek kıskanmayan ve eli açık bir profil çizmek, düşmek kalkmak gibi nedenlerden uzak olmak gerekir ki, yaşadığının hologram boyutu olduğu idraki sende oluşsun.

Bu gerçekleştiği takdirde çoklu D boyutundan, 2D boyutundaki bilgi düzeyine geçmiş olursun.

Bahsini ettiğim içsel değişim yani etiket değişikliği bir şekilde fark edilir hale gelir.

Deyim yerindeyse, düne kadar katı bir Madde anlayışı ile yaşarken bu gerçeklere zıt, temel yapısı tamamen illüzyon olan sanal bir aleme geçiş yapmış oluyorsun. Ve madde bir şekilde gözünde kaybolup gittiği için beynindeki hologram dünyan, sistemin işleyişindeki ortaya çıkan sorunları aşmada kritik rol oynamakta ve sistemin yeniden yapılandırılmasını sağlayan bir işlev görmektedir.

Ve işin ilginç yanı; gördüğün her şeyin esasen bir bütün olarak frekans-dalga yapısı olduğu izlenimine giriyorsun.
Bildiğiniz gibi Frekans titreşimleri ise suretleri oluşturuyor.

Bu konuya asırlar öncesinde değinen yüksek düzeydeki Velilerde varlığın tam tersi istikamette bir yönelim ortaya çıkmış, ‘alemlerin aslı hayaldir’ diyerek çok ciddi bir noktaya atıfta bulunmuşlardır.

Unutmayın; dünyanda yapayalnız olmayı bir şekilde bahsini ettiğimiz Holografik Evren simgeliyor.

 

Ahmet F. Yüksel

 facebook.com/ahmedfevzi.yuksel

instagram.com/sufafy
twitter.com/sufafy

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..