Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '10

 
Kategori
Deneme
 

Hoşaf

Bu sene kış bir türlü gelemedi ama herhalde bünye mevsim değişikliğini hissediyor ki, dün akşam, “yarın bir kuru meyve hoşafı yapayım” dedim. Bir kaseye şekilsiz kuru kayısı ve kuru eriği koyup üstünü suyla doldurdum yani ıslattım. Sabaha kadar şişip büyüdüler. Bugün kayısı, erik, kuru siyah üzümü önce yıkayıp 2-3 karanfil tanesiyle birlikte büyük bir tencerede bol suyla kaynatacağım. Kuru meyveler pişeceğine yakın bir ayvayı küçük küçük doğrayıp ekleyecek, ayva da pişince şekerini koyacağım. Çünkü şekeri önce katarsam ayva sertleşir. Tadına baka baka şeker miktarını ayarlarım. Ateşten indirdiğimde yine bol sulu olmalı. Meyvaların rengini ve kokusunu almış, ayvanın ekşisini... harika bir kış lezzeti.. 

Babamın böreğin yanında favori içeceğiydi bu... Pazar günleri annem mutlaka açma bir börek yapar, yanında hoşafla börek yenirdi. Çocukluğumun mönüsü... Ben bu yemeği hep annemin evinde yiyeceğimi düşünürdüm. Genç bir kız olduğumda, bazen hüzünlenir, “Evlenince özleyeceğim!” derdim, burnumun direği sızlardı. Çünkü bir gün evimde benim de aynılarını yapabileceğimi aklımın ucundan geçirmezdim.  

Annem ne zaman kendi bildiği herhangi bir işi bana öğretmeye kalksa, babam: “Kızı rahat bırak. İleride bunlarla mı uğraşacak, öğrenmeyiversin.” derdi. Bu yalnız yemek değil, her konuda böyleydi. Diyelim ki annem dikiş öğretmek istedi, ben de isteksiz davrandım... Babam hemen araya girer: “Bırak çocuğu, ileride her şey hazır olacak. Dikişi de öğrenmeyiversin...” derdi. Babamdan yüz bulmuş bir asi olarak, ev işi namına ne varsa, bana öğretebilmek için annemin bir sürü taktik geliştirmesi gerekti. “Kızım gel de sarma saralım, öğren.” ; “Aman anne ben sarma mı saracağım işim yok da..” diye cevap hazırdı. Babamdan arka almış, hiç bir işe yanaşmıyordum. Varsa yoksa bulaşık, toz alma... Ütü yaparken babamın pantolonlarını es geçerdim. Niye?... Çünkü benim kocam şişman olmayacak, pantolon ütüsü babamınki gibi zor olmayacak. Zaten kırk yılda bir annem yemek yaptırsa, babam akşam sofrada yemeği beğenmeyip de benim yaptığımı öğrenirse, anneme kızar: “Ben kötü yemek yemeye mecbur muyum? İleride nasıl olsa öğrenecek...” derdi. Annem de bin bir bahaneyle beni işlerin yakınında tutmaya çalışır; herhalde “bari gözüyle alsın...” derdi.  

Evlendikten sonra, özellikle çocuklar büyürken annemin, babama rağmen benim eğitimimde çok başarılı olduğu ortaya çıktı. Evimde, annemin evinde ne gördüysem onları aramaya başladım. Temizlikte, ütüde, ama özellikle yemek konusunda... Yanlış anlaşılmasın, eşimden ya da çocuklarımdan bir talep filan da gelmiyordu. Ben meraklı bir kadın olarak, yeni öğrendiklerim yanında eskileri denemeyi seviyordum. Ama annemsiz... Ona da sorardım bazen ama çoğunlukla yabancı teyzelerden, kitaplardan öğrenip kendim deneyerek... Neden? Kıyaslanmayacak!... Anneminki gibi olmazsa bozulabilirim. ” Bunlar benim tariflerim, farklı...” diyebilmek için. Farketmeden aynı anneminkiler gibi oldu gittiler... Tabii babam şaşkın: ” Sen bunları ne zaman öğrendin?”. Annemin başarısı!... Öyle diyorum fakat şimdi de annem hiç memnun değil: “ Kızım senelerce ben yaptım, yoruldum. Nereden heves ettin bu işlere, bırak, sen de yorulma!” diyor... Geçenlerde arkadaşlarıma açma börek ikram ettiğimde, içlerinden biri çok şaşırdı; ”Tipinden de hiç belli olmuyor!..” dedi. Okul arkadaşlarım arasında tek börek açan benim. Annelerinden tarif alıyor, internettekilerle kıyaslıyor, deniyorum. Sonuç fena olmuyor. Yoklukta herkese iyi geliyor.  

Gerçi hiç bir zaman “Yaa işte kadın dediğin böyle olur!...” havalarına girmiyorum. Okul bittikten sonra madem dışarıda bir iş hayatım olmadı, ev işinde uzmanlaşmayıp ne yapacaktım?... Çalışma hayatının ayrıntılı ev işlerine fırsat tanımadığı muhakkak... Zaten kadınlar hem evde, hem işte kendini tüketiyor... İşinde mi başarılı olacak, evinde mi, yoksa mükemmel çocuk mu yetiştirecek, vs. vs.... Gerçi her hayatın kendine göre zorlukları var ama bu böyle...  

Hoşaftan nerelere geldim... Yarın akşam buzdolabında görünce çocuklar sevinecek; “ Anneee, bunun olduğunu neden söylemedin?... Özlemiştim ne zamandır!...” diyecekler... İçimi ısıtan buz gibi kış içeceği: Hoşaf!!...  

 

 
Toplam blog
: 33
: 3988
Kayıt tarihi
: 07.06.09
 
 

İyi bir okurum. ..