Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '10

 
Kategori
Siyaset
 

Hrant Dink, Berivan ve Yüce Türk Adaleti!

Hrant Dink, Berivan ve Yüce Türk Adaleti!
 

Ülke gündemini, kıyısından ve köşesinden kaba hatları ile takip etmek gibi bir sevdanın içerisine düşmüşseniz şayet, var olan o kaba hatlı, ayarsız, dengesiz ve kabulü zor çelişkilerin içerisinde kendinizi bulmuş olmanız çokda tuhaf olmayan bir durumdur. Zira benki, kendi halinde mazlum bir vatandaşım ve belkide yaptığım en önemli aktivite, internet üzerinden fırsat buldukça gazete, dergi ve diğer haber kaynakları arasında, o daldan o dala konar, ülke gündemini o konduğum dallardan yakalarım ve zihinsel gıdamı bu haber kaynaklarına göz atarak gideririm. Ve bu sayededirki yukarıda ifade ettiğim şekli ile kaba saba tarafından çelişkiler, zihnimin en ücra noktalarını tırmalamaktan beri durmaz.

Hayıflanırım!

Ve sormaktan mümkün mertebe kendimi alı koyamam, “Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?” diye.

Tabi bu soru her dem yurdum insanın başucu sorusu olmuş, ama bir türlü hedefi on ikiden vuran yanıtlar ile soru bertaraf edilememiştir. Hukuk sistemimiz ve asker ile yargı vesayetimiz sayesindedirki, beceriksiz siyasetçilerimizde şahsımın nazarında zaman zaman aklanmaktadır ve mevcut siyasal iktidarların haline bakmak sureti ile hallerindeki açmaza üzüntülerimi bildirmektende imtina etmem. Çünkü o siyasal iktidarlar, sadece iktidardır ama muktedir olamamak gibi birde maalesef ciddi bir sorunları vardır. “İktidarlar” ifadesi bile son derece muallaklı bir ifadedir. Daha doğru terimin “hükümetler” olarak değiştirmeyi uygun bulmaktayım.

Hani bu çelişkiler öyle ve böyle tarafından değildir, cidden kaba çelişkilerle yüklüdür tümü ve bu çelişkiler, ortalama bir vatandaşın sorgusuna mazhar olursa, o ortalama vatandaşın devletine olan ilgisinde zerre kadar güven kırıntısı kalmaz.

Ve konumuza döner ve basit birkaç adet tarafından örnekler ortaya koyarak ortaya atmış olduğumuz mevzuuyu olgunlaştırma gayretine girersek, gündemin başındaki iki konuya dikkat çekmek zarureti doğar.

Hrant Dink Davası ve Berivan’ın başına gelenler.

Her ikiside başlı başına hukuk skandalları ile doludur ve ülkemizin ne denli trajik bir noktada olduğununda somut göstergeleridir bu iki olay.

15 yaşındaki Berivan, daha bu ülkede nelerin yapıldığından ve bu ülke tarihi adına Mustafa Kemal adı dışında hiçbir şey bilmezken ve Mustafa Kemal adını dahi bildiği şüpheli bir durumdayken, devlete başkaldırmak gibi bir eylemin içerisine düşmüştür! Yani 15 yaşındadır Berivan ve maalesef koca devletin eli ağır silahlı polisine, avuç içi kadarından bir taş atması neticesinde, devlete baş kaldırdığı, isyan ettiği tescillenmiş, eli ağır silahlı polislerce apar topar yakalanıp, beşinci vites misali mahkemeye çıkarılıp, hak ettiği! cezalara çaptırılmıştır. “Hak ettiği cezalara” derken lütfen dikkatinizi bir noktaya dikmenizi rica ediyorum. Cümlenin sonundaki kelimede çoğul eki mevcuttur ve 15 yaşındaki bir kız çocuğu, devletin temsil abidesi polisine atmış olduğu taş tescillenince, bilcümle cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmaktadır. Hemen dökümü verelim ve bu döküm sayesinde, yüreğinde halen o saflığı ve temizliği taşıyan insanlarımızın dikkatine sunalım.

-Berivan yasadışı sloganlar atmıştır.

-Berivan polise taşla saldırmıştır.

-Berivan yasadışı gösteriye katılmıştır.

Berivan’a işte şu yukarıda saymış olduğumuz gerekçeler neticesinde, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten 7.5 yıl, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna muhalefetten 5 yıl, Örgüt propagandası yapmaktan 1 yıl ceza istemiyle ayrı ayır dava açılmıştır.

Ve davayı açanlar, Berivan’ı yakalayıp, yüce Türk adaletinin şevkatli kollarına teslim edenler, memleketin namusunu kurtarıp, ne büyük bir iş başarmış olmakla övünç duysalar yerindedir!

En nihayetinde 15 yaşındaki Berivan memleket için tehlikeli bir zat olmak savından hareketle, yüce Türk adaletinin şevkati neticesinde, işlemiş olduğu absürd suçların bedelini 8 yıl cezaevinde yatarak ödeyecek.

Utanç duymak serbesttir.

Mevzuumuzun olgunlaşmasına yönelik ikinci bir örnek çabamızda Hrant Dink Davası ile ilgilidir. Hani artık her şeyin alenen ortada olduğu ve her şeyin bütün bir çıplak hali ile toplumun dokularına kadar işlediği bir davanın seyrine baktıkça, o yüce Türk adaletine olan güvenimde her geçen gün, nedeni belli sebeplerden ötürü güven duygumda zerre olsun kırıntı bırakmamıştır. Tetiği çekenin belli olduğu, cinayet planının başından sonuna hangi süreçleri ihtiva ettiği alenen ortadayken, dava, kağnı arabası misali ilerlemekte, bir sonuca ulaşılamamakta, sistem bütün suçluları bir şekilde art arda aklamaktadır. Ve aklama o denli alenen yapılmaktadırki, ciddiye alınabilecek bir toplumsal takip dahi söz konusuyken, sistemin efendileri bu durumdan en küçük bir tırsma emaresi dahi göstermemektedir. Tetiği çekenin belli olduğu ve çektirenlerinde belli olduğu bu davada, tutuklu sanıkların küstah davranışları ve mahkemeyi hiçe sayan tavırları, ülkemizin hukuk tarihine altın harflerle geçecek cinsten bir skandaldır. Sürpriz tanıkların dahi mahkemeye çıkartılamadığı, evlerinde unutulduğu ucube bir dava süreci izlemekteyiz. Dava üçüncü yılına girmiştir ve daha ne kadar süreceği belli değildir. Benzer tarafından önceki davaları referans alacak olursak, bu davada cezayı yiyecek olan tek kişi çıkacaktır, oda tetiği çeken Ogün Samast’tır. Hepi topu bu iş yirmi yılla kotarılacaktır gibi bir görüntü var orta yerde. İşte tamda bu noktada Gazeteci Nedim Şener’in başına gelenleri bu ülkenin efendileri bir kez daha incelesinler. Dava hakkında kitap yazdığı için hakkın 28 yıla kadar hapis istemi ile dava açılmış bir gazetecidir Nedim Şener.

Suçlunun 20 yıl ile yargılandığı ve davayı takip eden bir gazetecinin 28 yılla yargılandığı bu dava tam bir hukuk skandalı değildirde, nedir?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..