- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Hrant'ı vuran gizli eller

Günler önce ülkemizde azınlık olarak yaşayan Ermenilerin önemli bir kişiliği öldürüldü : Hrant Dink. Öncelikle ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum ve yazıma başlıyorum.
Bu durum ülkemizde ve diğer ülkelerde büyük tepkiyle karşılandı. Birçok kişi, birçok gazete, televizyon kanalları, tartışma programları bu konuda birçok şey yazdılar söylediler.
Ben de bekledim sonuna kadar. Bütün duyduklarımı , gördüklerimi, okuduklarımı harmanlayıp kendi yorumumu da katarak sizlere sunmak istedim. Yalnız baktım ki bu mevzu hiç bitmeyecek; sürebildiği kadar uzun süre devam edecek. Bu nedenle de az önce yazmaya karar verdim. Yalnız dediğim gibi ben de basın-yayından öğrenebildiğim kadarıyla konuşuyorum. Herhangi bir eksiğim, yanlış ifadem olursa eleştirilerinize ve uyarılarınıza açığım.
Bu cinayetin sebebi, bildiğim kadarıyla Hrant Dink'in yazılarından birinde 301. maddeyi ihlal etmesi üzerine, bir grup kendini "milliyetçi" sanan insanın harekete geçmesiyle başlıyor. Kendilerine "milliyetçi" diyerek gerçek Türklere, vatanı, milleti uğruna kendini yok sayan insanlara, gerçek milliyetçilere, hakarette bulunduklarını düşünüyorum. Kendine “milliyetçi” diyen bu hainler bu cinayeti işleyerek gerçek milliyetçilere bir iftira attılar. Milliyetçi insanları yanlış göstererek milletini seven, vatanı için ölmeyi göze alan insanları hain gibi gösterdiler. Bu cinayet Türk milliyetçilerine kurulmuş bir komplodan başka bir şey değildir.
Hrant Dink'i bir Türk düşmanı olarak görüp ona bu suikastı hazırlayanlar aslında ne Ermenilere, ne de Hrant Dink'e zarar verdiler. Sıktıkları kurşun, bir can aldı; ancak bu can bir ermeni de olsa bir Türk'ün canıydı. Aynı zamanda bu kurşun Türkiye'de kapanması çok zor bir yara açtı. İlerde de bu yara daha da deşilecek ve kapanması imkansız hale gelecek. Bu durum Türkiye'nin imajını çok olumsuz yönde etkileyecek.
Yalnız bizim de bu konunun bu kadar uzamasında katkımız (!) büyük. Özellikle basının. Bu cinayetin bizim aleyhimize bu kadar uzatılması, söz konusu katilin jandarma yetkilileriyle çekilen utanç kaynağı fotoğrafların basına verilmesi ve basının bunu yayınlaması da bize büyük zarar verdi. Trabzon'un bu konuyla hatırlanması, Karadeniz turizmine de büyük zarar verecektir ilerde. Artık Ermeniler yolda gördüğü beyaz bereli insanlardan korkar hale gelecek belki de. Kimse birbirine güvenmeyecek. Türklerin yüzyıllar boyu süren hoşgörüsünün değeri bir anda anlamını yitirecek.
Bu topraklarda yüzyıllarca Müslümanlar, Hristyanlar, Ermeniler, Museviler ve daha birçok dinden birçok kültürden insan bir arada yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Geçmişte Osmanlı’nın bu hoşgörü politikası birçok devletin örnek alması gereken bir davranış haline geldi. Peki şimdi ne oluyor? Ne yapmaya çalışıyorlar? Dış etkenler Avrupa Birliği ile birlikte yavaş yavaş iç işlerimize karışmaya başlıyorlar zaten. Bir de bizim içimizdeki "hainler" , iç huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar. Bizi sırtımızdan hançerliyorlar.
Hrant Dink'in ölümü Türk ve dünya basınında bu kadar tepki yarattı. Peki Ermenilerin kurduğu ASALA örgütünün öldürdüğü elçilerimizin ölümü neden bu kadar tepki yaratmadı? Hatta bu tepkinin yanında elçilerimizin ölümü önemsenmedi bile diyebiliriz.
Fransa'nın yürürlüğe koymak istediği "soykırım yasası". Türklerin böyle bir şey yaptığına dair bir iddiayı kabul ettirmeye çalışıyorlar. Buna nasıl cesaret edebildiklerini bir türlü anlayamıyorum. BU bir yalan! Düpedüz yalan! Biz dostluk diyoruz. Hrant Dink ölüyor. Hepimiz bir oluyoruz. BU cinayeti protesto ediyoruz. "Hepimiz Hrant'ız!" diyoruz. Ve bunun üstüne bir soykırımla suçlanıyoruz. Bu gerçekten çok şaşırtıcı!
Ülkemizde azınlıklar oldukça iyi yaşıyor bence. İstanbul'daki o güzel adalardaki o güzel evlerin çoğu onların. Oldukça saygınlar. Hiçbir şekilde düşüncelerinde, inanışlarında bir kısıtlamaları yok. Kendilerine özel okullarda eğitimlerini görüyorlar. Hep bir arada yetişiyorlar.
Ben Antakya doğumluyum. Burada doğdum, büyüdüm. Ailem de aynı şekilde. Dedelerim ilkokulu Fransız mektebinde okumuşlar. Hristyanların kutsal saydıkları hatta Hristyanların ilk kilisesi olan St. Pierre Kilisesi burada. Burada ezan, çan, hazzan hepsi bir arada. Benim birçok yahudi ve hristyan arkadaşım var. Ama arkadaşlığımızda dini inanışlarımızın farklılığının hiçbir olumsuz etkisini görmedim şu ana dek. Hata onların farklı kültürlerini inançlarını öğrendim. Farklı düşünceler farklı bakış açıları kazandım.
Biz hep birlikte yaşıyoruz, hep birlikte dostluk içinde. Ama işte dışardan ve içerden bizi bir şekilde dağıtmaya ve bunu Türkiye'nin aleyhine olacak bir şekilde yapmaya çalışıyorlar. Türk-Ermeni dostluğunu bozmaya çalışıyorlar. Bu olayların bu kadar büyütülmesi sadece bizim zararımıza oldu. Tam iyiye gidiyoruz derken yine sırtımızdan vurulduk. Dostluk, birlik derken ne durumlara düştük. En kötüsü de hainlerin içimizden birileri olması. Ne yazık ki bu durum yine bir cehalet göstergesi. 17 yaşındaki bir gencin bu cinayete kalkışacak kadar bu işe inanması, yaşadığı ortam ve eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Türkiye'mizin bu gibi komplolara, içten ve dıştan gelebilecek olan hainliklere esir olmaması ve bunlardan zarar görmemesi için bize büyük görevler düşüyor. Sizden ricam hepimiz görevlerimizi yerine getirelim. Ülkemize içerden ve dışardan kurulan bu tilki tuzaklarına düşmeyelim.
Teşekkür ederim.