- Kategori
- Müzik
Huyu bozuk türküler!

Foto:Ş.ODABAŞI-Cepken
Matrak desem de olur bazı türkülere.
Şakacı desem yakışır.
Bazı türküleri tutuklamalı.
Bazılarını cayır cayır yakmalı.
Bazı türkülerin arkasından bir sopayla kovalamak gerekir.
Türküler bizden kaçar mı?
Kesinlikle kaçmaz.
Ancak, türkülerden “korkan ve kaçan” çok insan tanıyorum.
Türküler öyle oturup ta, tımbır tımbır çalınıp, ortaya çıkarılmış müzikler değildir.
Her türkünün yaşanmış bir öyküsü vardır.
Dilden dile dolaşır türküler. Bir gün gelir, son şeklini alırlar.
Birde bakarsınız türküyü yakan ortada yok.
Bir derlemeci çıkar ortaya. Bir kaynak kişiden alır türküyü. Kaynak kişi birçok insanın ismini sayar.
Öyküsü ve kahramanları vardır türkünün.
Türküyü, duygularıyla ortaya seren, bir yakıcı bulunur.
Sonunda kimin yaktığı belli olmayan türküye “anonim” diye yazarlar.
Yani “Anadolu’nun Malı” “Bu milletin Türküsü”
Türküz, türkü çığırırız.
*
Türküleri yasaklarız bazen. Türküyü söyleyeni tıkarız içeri. Yaktığımızda olur. Ozanlarda alır nasibini âşıklarda. Kırarız bağlamaları… Tehlikelidir de türküler…
*
Türküler ağlatır.
Türküler oynatır.
Türküler güldürür.
Hem oynatır hem güldürür.
Bazı türkülerin sözleri bıçak gibidir. Bazı türküler ipek bir mendil. Bazıları yumuşak bir el. Bazıları bir sabah rüzgârı. Kimisi ince bir sızı. Kimisi bozkırda bir çeşme. Türküler.
Tarifi olmayan duyguların ürünü.
*
Ben size, “huyu bozuk türkülerden” bahsedeyim biraz.
Türkülerde bir sakatlık bulamazsınız. Ancak bu türküleri okurken dikkatli olmak zorundasınız. Dikkat etmediğiniz zaman başınız belaya girebilir.
Siz bir camiye yakın yerde şu türküyü söyleyin bakalım. Başınıza ne gelecek?
“Antalya’nın mor üzümü
Severler boyu uzunu
İmamın küçük kızını
Sarsam ne zaman ne zaman?”
…
Siz yanık yanık türküyü okurken imam duyarsa, birde imamın küçük kızı varsa işiniz çok zor. İmam bir muska yazarsa, yamulup kalırsınız.
Türküye bir şey olmazda, imam adamı oyar.
*
Tutucu, muhafazakâr bir yerde, bir yoldan gidiyorsunuz. Tarlada köyün kızları kazma yapmaktalar. Keyfiniz gıcır. Attınız elinizi kulağınıza:
“indim derelerine
bilmem nerelerine
kaytan bıyıklarımı
sürsem nerelerine.”
Tarladaki kızlar kazmalarla sizin kafanızı yarıp pekmezimizi akıtmazlarsa, ben bir şey bilmiyorum.
*
İsterseniz, sarısıcak ta sahilde bir plajda
“Dam üstünde un eler
Tombul tombul memeler
Memeler baş kaldırmış
Kavuşmuyor düğmeler”
…
Diye şöyle yanık yanık bir türkü asılın bakalım ne olacak?
Valla sizi bir asılırlar, Dünya’nın en uzun adamı olursunuz.
Türküye bir şey olmaz.
İbram Dadlıses’ede bişicikler olmaz.
Olan size olur.
*
Emirdağ türküleri de aşağı değil hovardalıkta.
“Emirdağı bir geçmeyinen yol olmaz
Altın yere düşmeyinen pul olmaz
Fadimeylen bir gececik yatmayınan
Adı çıkar ama kendi dul olmaz.”
Haydaaaa! Atila Mayda.
Ne anladınız?
Bu Fadime ne çekiyor şu Emirdağlılardan. Hep Fadime, hep Fadime.
Fadime ile bir gece yatacak, Fadime’ye bişicikler olmayacak!
Adı çıkacak emme dul olmayacak!
Fadime ile yatana sorarlar.
Ulen sen arpacık soğanı mısın? Fadime’ye bişi yapamadın mı?
Başkasına söyleme. İrezil olursun.
Hadi bu türküyü söyleyin.
Söylüyorlar.
Hem de düğünlerde. Bayanlarda, “şakıdı şakıdı” göbek atıyola!
*
“Halimeyi samanlıkta bastılar
Şalvarını gül dalına astılar.”
“On beş yaşında da Nazife Hanıma
Yazık ettiler.”
“Bizim bağa giderken serhaya
Çektiler kolumdan da beni tenhaya.”
…
???
Daha birçok türkü, bir şeyler anlatıyor bize. Sözlerinin içinde barındırdığı anlamları iyi irdelemek gerekiyor türkülerin. ”Huyu bozuk ya da dili bozuk” olsalar bile.
Ahlaki bir durumu, bir gerçeği açıkça ifade eden türküler bunlar. Bu türkülerin yakılmasına sebep olan olaylar, türküleri suçlu gösterebilir. Türkülere yasak getirilebilir. Getiriliyor da bazen. Toplumun ahlakını kurtarmak için(!).
Suç türkülerde değil ki. Suç, bu olayları gerçekleştiren insanlarda.
“Çamdan sakız akıyor
Kız nişanlın bakıyor
Koynundaki memeler
Turunç olmuş kokuyor”
…
Namus düşmanı bir türkü!
Yok yok!
Böyle türkü mü olur muymuş?
Bu türküler suçlu! Bu türkülerde ar namus kalmamış! Türküler tutuklanmalı.
Bu türküleri yakmalı.
Yakın türküleri!