Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Haziran '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

İçimize bırakılan bomba sağduyu ve yarın.

İçimize bırakılan bomba sağduyu ve yarın.
 

Yaşamın bütün unsurlarıyla birlikte kutsandığı, varoluşun her biçiminin saygı ve olgunlukla karşılandığı, ötekileşmenin ahlaki olmayan bir seçime dayandırılarak var bırakıldığı, yoksunluğun yoksulluk sayıldığı, kardeşliğin, birlikteliğin din ve etnisite gibi aidiyet unsurlarından arındırıldığı insana yakışır bir yaşama biçiminden her geçen gün adım adım uzaklaşıyoruz.

Yüreğimin kaldırımları parça tesirli bombalarla parçalanıyor artık. 07:45 bombası, ikindi bombası ya da akşam üzeri bombası.

Korkuyla yatıp korkuyla uyanıyorum. Kaldırımda yürümekten, güvenmekten, konuşmaktan, bölüşmekten. Beni diğerlerine, diğerlerini bana yaklaştıran her şeyden. Korkuyorum...

Ne çok kimliğimiz ve düşmanımız varmış Tanrım! Ben miyim düşman? Herkes mi düşman? Siren sesleri gittikçe artıyor. Arttıkça parçalanıyor içim. Parçalandıkça çoğalıyor yokluk, yokluğum. Meğer ne çok duvar örmüşüz de bilmezmişiz.

Bir ağız dolusu salya değiştirir mi yazgımızı? Ve işte çoğalıyor sesler. Çoğaldıkça da karışıyor bedenlerimiz yatağı belli olmayan akıntının bilinmezine. Ve işte gümbür gümbür gidiyoruz heyhat! Hep birlikte konuşuyoruz. Bir ağız dolusu konuşuyoruz üstelik. Ne konuştuğumuzu ve neyi hedefleyerek konuştuğumuzu bilen var mı? Konuştukça parçalanan bir tek biz miyiz?

Şiddet uyguluyoruz birbirimize sözcüklerimizle. Hem incitip hem inciniyoruz. Hem fiziksel hem ruhsal. Hem bireysel hem toplumsal. Fitili ateşleyenlerin içi rahat olmalı artık. Bütün unsurlarımızla bulandık çünkü şiddetin en bulanık haline.

Kırıp döküyoruz sözcüklerimizle geride kalan bütün evreni. Herkes yabancı, herkes öteki, her yer düşman kaynıyor. Hepimiz suçlandık. Hepimiz aşağılandık defalarca. Alıştık, alıştırıldık sevgisizliğe.

Demokrasi toplumun ortak bilinci. Toplum sözleşmesi. Bütün kurumlarıyla birlikte insanca bir yaşamın fikir ve eylem birlikteliğine dayanan manifestosu olmalıydı. Bölmeden, ayırmadan, parçalamadan ve kışkırtmadan. Yasalarıyla, Yasa Koyucularıyla, Uygulayıcıları ve Denetleyicileriyle. Çoğulcu ve çoğunlukçu yaşamın toplumsal ve siyasal projesi. Hepimizin ortak noktası. En kötü zamanlarımızın, bölünmeye ve parçalanmaya en yakın zamanlarımızın sığınağı, onurlu yaşama açılan en anlamlı pencere.

Ama şimdi yüreğimin kaldırımları hala parçalanıyor. Herkes konuşuyor ve bir ağız dolusu konuşuyor üstelik. Mangalda kül kalmadı. Yetmez mi? Kangrene dönüşüyor hızla yaram, yaralarımız. Tımar edilmiyor çünkü uzun süredir. Dur demek istiyor yüreğim ama soluğum yetmiyor.

Ne olursunuz daha fazla manipüle etmeyin değerlerimizi, birlikte yaşama bilincimizi. İncitmeyin! Birlikte yaşanılacak bir dünya, hala yanıbaşımızda.

Ve ben hala sevmek istiyorum.
Alışmak istiyorum bu dünyaya hala...
Yarını gören var mı?

FOTOĞRAF: ARA GÜLER

 
Toplam blog
: 5
: 343
Kayıt tarihi
: 01.05.07
 
 

Kırılan bir aynanın dağılan her parçası yaşamı farklı bir açıyla görür. Hiçbiri ve her biri. Uzaklaş..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara