- Kategori
- Gündelik Yaşam
İdam, bayram, eski yıl

Gündem yoğun.
Bayram, idam, yeni yıl ve beynimden kuş bakışı çocuk manzaraları.
12 yaşındaydım. Büyük ağaçların gölgesinde kalan bu ev, bana masallarda okuduğum şatoyu hatırlatıyordu. Burası İstanbul’da ki evimize hiç benzemiyordu. Sandık, divan ve yukarı doğru açılan pencereler. En büyük merakım çatıdaki gizemli odayı karıştırmaktı. Bir gün o divanın altında sararmış, özenle kesilmiş gazete sayfaları buldum.
İnfaz. Ne demekti acaba? Kocaman resimlerde, beyaz uzun bir elbise giymiş, başı öne düşmüş bir amca vardı. Boynuna ip bağlamışlardı…
Çocukluğumda bir bayram sabahı. Yine o büyük, büyülü evdeyim. Burası içinde kaybolduğum, içinde korkularımı kaybettiğim evdi. Üst kattaki tahta odamdan duydum sesini. Gitmemek için direniyordu. Koşarak yanına gittim. Göz göze geldik. Çok mahzundu. Niçin ağlıyordu? Bugün bayramdı.
Kurban dediler. Son bir kez sevdim. Boynuna ip bağlamışlardı.
Bir eski yıldı.
Kalktı. Yürüyemedi.
Bir eski yıldı.
Sıcaktı. Yangındı.
Bir eski yıldı.
Düştü. Acımadı.
Bir eski yıldı.
Çocuktu. Anlayamadı.