Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '11

 
Kategori
Sinema
 

İdealist Bir Annenin Kızı Olmak (Zefir)

İdealist Bir Annenin Kızı Olmak (Zefir)
 

Filmden bir kare


Toplumsal yaşamak mı bireysel mi? Kadınlar için toplumsalı öne almak kimi zaman en zoru... Dünya çocukları için kendi çocuğunu feda mı etmek mesela. Yaşanacak ikilem bu: dünyayı kurtarırken yuvanı kaybetmek, terketmek, istemeden de olsa itmek... Kıyıya, bir uçuruma?

Es Yayınları’nın Enis Batur’dan Sinema Yazıları kitabında Batur, yaşamının merkezindekinin edebiyat olduğundan, sinemanın ise ‘üvey sevda’ kaldığından bahseder. Benimse yaşamımın merkezine edebiyatla yan yana kurulmuştur sinema.

İç dünyaların somutlandığı filmler, diğer deyişle ayrı dünyalar yarata(bilen)n filmler  bizde de çekilmeye başlandığı için mutluyum. Günlük yaşantımızdaki içselleştirmeden katlanılamayacak bir gerçekler, gelenekler, alışkanlıklar, sorumluluklar dünyasında bir ömür sürmekteyiz çünkü. Öte yanda içsel dünyamızdaki hayaller, fantazyalar, ütopyalar var.

Reha Erdem’in Kosmos filmi gibi... Katlanılan somut dünyaya ait olmayan, -kim bilir belki uzaydaki başka dünyalara ait- bir meczubun anlatıldığı bu şiir-filmin bir değerlendirmesini yapmaya niyetim yok; çünkü belki de Kosmos hakkında yapılabilecek en iyi değerlendirme Kitap-lık Dergisi’nin 139. sayısında Serdar Rifat Kırkoğlu’nun kaleminden çıkmıştı.

Bense burada Belma Baş’ın ilk uzun metrajı olan Zefir’den kısacık bahsetmek istiyorum. Buna mecburum. Paylaşım adına...

Sinematek’in eğitmenlerinden yönetmen Yücel Ünlü’ye göre şu an Türkiye’de çekimi süren 180 dizi film var. Türk sinemasından bir yılda çıkan film sayısı da belirgin biçimde arttı. Bu nedenle iyi filmleri ıskalayıp geçmek çok kolay olabilir. 20 küsur ödül alıp 10.000 izlenen Türk filmleri olduğu için, 38 ödül aldığı halde Sonbahar, 187.000 izlendiği için şanslı görüldü.

Zefir, ideallerinin peşinde koşan annesinin yanında olmaktan başka bir dileği olmayan Zefir isimli küçük bir kızın anneannesi, dedesi ve annesiyle olan doğayla örülü yaşamı ile ölüm üzerine çekilen bir başyapıt. Erhan Kozan’ın Çakal’ından bu yana izlediğim en iyi Türk filmi. Görüntü yönetmeni Mehmet Zengin, her karesiyle muhteşem.

Pandora’nın Kutusu ve Bal’ı sevenler bu filme bayılacak.    

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..