İki askeri birim arası mühimmat vadisi!

Flaş!... Beykoz Poyrazköy mevkiinde cephanelik bulunmuş!

Beynimdeki flashback: Yıl bilmem kaç, askeri lojmanda oturuyoruz, bir tarafımız askeri birlik, diğer tarafımızda alçacık dağlar var, bizler henüz pek genciz, gizli gizli sigara içeriz; bahar aylarında o alçacık dağlar hem gençliğimize, hem de gizli sigaralarımıza pek yakışırdı vallaha!

O dağ bile denmeyecek tepeciklerde de mühimmatlar vardı, fazla detay vermek istemem, askeri bilgilerdir bunlar, ordunun savaş şartları durumuna karşın aldığı bir dolu önlemlerden biridir birlikler dışında depolama yapmaları!

Askerlerin eğitimleri arasında bir de tatbikatlar vardır, bilirsiniz…

Tatbikatlar pek oyun gibi de değildir, okullardaki deprem tatbikatlarına benzemez pek…

Neyse…

Flaş!... Cephanelik bulunmuş! Etiket hazır: Yaz kızım üstüne: Ergenekon!

Beynimdeki flashback: Geçenlerde bilmem nerede kemikler bulunmuştu, etiketlenmişti, sonra da hayvanlara ait kemikler olduğu saptanmıştı; kısacık bir bilgiydi, gören gördü, duyan duydu, geçti gitti…

Şimdi, mesela, bu mühimmatlar orduya ait olsa, ordu savunma planlarını uluorta söyler mi? Söylemeli mi? Söylerse yeni bir savunma planı mı oluşturmalıdır, öyle ya, dost var düşman var!

Ergenekon davası son dalgası ile hepten güvenilirliğini yitirmişken ve hükümet partisi kan kaybettiğinin bilinciydeyken “Ahh… Pardon, yanılmışız!” der mi?

Hoş, bunca yıl içerisinde bir kez dahi tanık olamadım “Pardon!” demelerine ya, neyse…

Peki… Bu durumda, az biraz empati yapsak mesela, nasıl bir yol izlenir?

Herkes kendi empatisini kendisi yapsın, benimkisi şu mesela: Birkaç haz edilmeyen kişiye mal edelir, bu arada tepki çekebilecek yasaları meclisten fırt diye geçirilir hali hazırda ortalık hallaç pamuğu kıvamındayken!

Sen sağ ben selamet!

Bu arada da “Kriz illa ki bizi teğet geçti!” söylevlerine ısrarla devam da edilir…

Geçti diyorsam geçti!

Böyle bir durumda “Kriz var” denilemez zati, sorarlar insana çok mu gerekliydi yeni uçak satın almak!

Sahi, kaç paraydı o uçak, bazı sektörlere kaydırılsaydı o para kaç kişi işsiz kalmaktan kurtulurdu, mesela?

Neyse…

Gelelim sözün özüne, “Allah ile aldatmak” tan sonra “Ergenekon ile kandırmak ve korkutmak” durumu hasıl oldu bence…

……

Kuşlara yem atılır ya, sevabının yanı sıra kişisel bir ego tatmini vardır, bir de yemleri yerken o kuşlar kesseniz kafanıza pisleyemezler!

……

Gülgün Karaoğlu

Nisan,22/09