- Kategori
- Güncel
İki beden büyük

Bir gün giydiğimiz elbise üzerimize tam oturacak...
“Küçük Amerika” diyorlarmış, bizim ülkemiz için bazıları.A.B.D. belki devlet olarak sanayide tarımda dünyanın önde gelen üretici konumundaki ülkelerden.Ama tükettiği, ürettiklerinden çok fazla.Dünyanın su, yiyecek, enerji gibi kaynaklarının yarısından çoğunu A.B.D.tüketiyormuş.İklim değişikliğine neden olan sera gazını atmosfere en fazla salan ülkenin de A.B.D. olduğunu belirtiyor yetkililer.Yanlış bilmiyorsam A.B.D. nihayet; sera gazının belirli ölçülerde salınımını sınırlayan Kyota protokülünü imzaladı.
Ama bizim A.B.D.ye oranla üretim kaynaklarımız sınırlı.Ona benzeyen yönümüz ise halkın yaşam biçimi , dünya görüşü: Sadece tüketmeye endeksli bir yaşam...Çarpık kentleşme, enerji kaynaklarını, toprağı kullanmada bilgisizlik gibi nedenlerle doğa kaynaklarını tüketiyoruz.
Teknoloji , 20-25 yıl gibi kısa bir zamanda ülkemizi, insanımızı tanınmaz hale getirdi.
Televizyon, bilgisayar, cep telefonu , banka kredi kartları son derece yararlı;insan yaşamını kolaylaştıran uygarlığın nimetlerinden.
Ama televizyonda izlememiz , yararlanmamız gereken yayımlar yerine, ruh sağlığımızı olumsuz etkileyen, zararlı programlar bize yarardan çok zarar veriyor.Elli tane dizi varsa , birkaçı hariç şiddet görüntüleri , gerilim sahneleri ile dolu.Haberlerde bile operasyon kareleri , gerilim sahnelerinin fon müziği ile veriliyor.
Cep telefonu... Herkes iş adamı sanki, bir tane yetmiyor, ikişer üçer hat alınıyor.Uzmanlar beyinde hasar oluşturacağını söylüyor, insanımız saatlerce telefonu kulağında tutuyor.
Kredi kartı deseniz başlı başına, dramlar dizisi...Bankalar kağıt parçası gibi, önüne gelene kredi kartı dağıtıyor.Halkımız da sonradan başkası ödeyecek gibi bu kartlarla eşyasını alıyor, çocuğunu evlendiriyor, ev, araba alıyor... Sonra gelsin iflaslar, intiharlar, parçalanan yuvalar...
Bilgisayar, yaşamımızın her anında işimizi kolaylaştıran, dünyanın her türlü bilgisine”bir tık”la bizi ulaştıran inanılmaz bir aygıt.
Özellikle internet.Ama onu da her türlü kirli amaçlarda kullanmak mümkün.Başkasının hesabına girip para çalmak , porno sitelerinin müdavimi olmak.Arkadaş bulma sitelerinden evli barklı insanların arkadaş edinmeleri bunlardan birkaçı...
Kısacası;yoksul bir insana , birilerinin, varsıllığın tüm nimetlerini birden sunuvermesi gibi görüyorum;millet olarak durumumuzu.Hazımsızlık olarak değerlendiriyorum, ülkemizde son çeyrek yüzyılda yaşananları.
Nüfusumuzun beşte biri yoksulluk sınırında yaşıyor .Yani her 5 kişiden biri yoksul. Buna karşın “mutlu azınlık”ın sayısı 3-5 milyon civarında.Yani orta direk olarak vasıflandırdığımız büyük çoğunluğun bir kısmı kendi yağı ile kavrulan ayağını yorganına göre uzatan kesim.Bir kısmı da, genelde kırsaldan kente göçeli sadece bir kuşak olmuş, hatta sadece , üç-beş yıldır kentte yaşayan insanlar.
Büyük şehirdeki yaşama kültür olarak değil de yaşam standartı olarak hemen ayak uydurma çabasında olan bu kesimdeki insanımız, uygarlığın nimetlerine bir an önce sahip olmayı arzuluyor.Oysa sınıf atlamadan önce, kültürünü, hayata bakış açısını değiştirmesi gerektiğini düşünmüyor.Böyle olunca da giydiği elbise üzerinde İKİ BEDEN BÜYÜK görünüyor.Görüntü sorunundan önemli olan, ödemesi gereken bedel, onun sınırlarını bir hayli aşıyor.Örneklemek gerekirse, evinde son model elektronik eşya var, halısını pencereden silkiyor veya yukarda sözünü ettiğim uygarlığın nimetlerinden nasıl yararlanması gerektiğini bilmiyor.
Öyle sanıyor ve ümit ediyorum ki on-onbeş yıl sonra taşlar yerine oturacak, nüfusun hızlı artışı duracak, insanımızın yaşam şartları Avrupa standartına ulaşacak.
Sorunlar yine olacak ; ama bugünden daha güzel olacak yarınlar...Çetin Altan’ın deyimiyle”enseyi karartmayalım”...
.