- Kategori
- Ekonomi - Finans
İktisat, akıl ve ahlak (İFMC -İktisatçılar tartışıyor)
İKTİSAT, AKIL VE AHLAK (İFMC)
Peryodik olmasa da İst. İkt. Fakültesi Mezunları Cemiyetimizde 79 uncusunu yaptığımız perşembe toplantılarının geçen haftaki konuğu Sayın Ege CANSEN idi.
İşletme eğitiminden sonra istikrarla yükseldiği üst düzey yönetici, ekonomi yorumcusu yazar ve ünlü üniversitenin mütevelli heyeti yürütücü azası gibi önemli sıfatları olan Sayın CANSEN'in ne konuşacağını merak ediyordum, cemiyetimizin başkanı toplantı başlamadan bana gündemin özüne ilişkin bir soru hazırlamamı rica etti ve sunuma başlandı.
Gündem Sayın CANSEN'in şöhretine uygun şekilde (konjoktürün dışında) her daim tartışılabilecek içerikteki başlıkla "İKTİSAT AKIL VE AHLAK" idi ve iktisat felsefesi kategorisinin (belki de ilki) kabul edilecek başlık hiç eskimeyeceği gibi Sayın CANSEN son 25 yılda tek konuşmacı olduğu tüm sunumlarda anlattığı temel konu olduğunu da belirtti. Belki de evet denmeyecek bir başlık olması konunun sürdürebilirliğini sürdürebilmesini mümkün kıldığından, zekası ve birikimi de buna musait olduğundan bu başlığı bulmuş ve devam ettirmektedir.
İktisadın akılla ahlakla iç içe olduğunu özümseyerek iddiayla anlattı.
Ben iktisadın akıl gerektirdiğini ama akıldan çok kurnazlığa dayandığını aklın makul olma kurnazlığın ben merkezli olma eğilimli olduğunu; iktisadın da kişisel, kurumsal ve devletsel anlamda kurnazlık ben merkezlilik gerektirdiğini, akılın bazen "ben" e ters şeyler düşündürebildiğini ifade ettikten sonra, iktisadın AHLAK kavramıyla kesinlikle bir yakınlığını olmadığını iddia ettim. Çünkü İktisatın ölümsüz ama ahlakın ölümlü bir kavram olduğunu olümsüz ve ölümlü kavramların iç içeliğinin bağdaşmayacağını belirttim, kabul etmedi, bende espriyle jenerasyon farkından sınıfta kalmış olabileceğim seslendirdim.
İnsan ölümlü de olsa "ya öbür taraf varsa" korkusunun ahlakı gerektirdiğini ve dolayısıyla iksisadın vicdanla ahlakla iç içe olduğunu savunmaya devam etti.
Ben ikinci fasıl ifadelerimde yakın zamanda IMF başkanının iktisadi kriz nedeniyle 30 milyon insanın işsiz kaldığını ve zaman içinde bunun 300 milyonu aşacağı konusunda duyuru yaptığını 300 milyonu işinden edecek teknik zorunluluk nedeniyle İktisadın ahlakının olmadığını ve hayatımda algıladığım en ahlaksız kavramın tarihin oluşumunda şimdiye kadar değişkenlik gösteren bizzat ahlak kavramı olduğunu, iktisadın ahlakının olması için dinsel prensipleri olması gerektiğini oysa iktisadın dinle alakasının hiç olmadığını detaylarıyla anlatınca bunu red edemedi, ayrıca hümanist insani düşüncelerle oluşturulan kollektivist sistemlerin çöktüğünü ama buna karşılık hümanist insani duygudan kopuk arz talep kuralının giderek gerdiği sisteminde egemen olduğunu ifadelerimi red edemedi ve toplantımız sona erdi.
Konuya ilgi duyan yakın olan sevgili okuyanlar sizce iktisadın akıl ve ahlakla ne kadar alakası olabilir.?