- Kategori
- Güncel
İlahi adaleti beklemek!
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Perinçek’in Silivri 1Nolu Cezaevi B2 den Aydınlık Gazetesine gönderdiği “ Mehmet Akif, Silivri’de yargılansaydı” başlıklı yazısını kalbim sızlayarak okudum.
Yazısının bir bölümünde,
İstiklal Marşının şairi, 25.Kasım1920 ‘de Nurullah Camii’ndeki vaazında ise “Düşmanlarınıza karşı gücünüzün yettiğince kuvvet hazırlayacağız” ayetini okuduktan sonra” Öyleyse ne yapacağız? Aramıza sokulmuş fitne fesatları, komitecilikleri, daha bin türlü ayrılık gayrılık sebeplerini çiğneyerek, el -ele, gönül gönüle vererek birlikte çalışacağız. Vurgusunu yapıyor.
Perinçek, Mehmet Akif, sanki farklı geçmiş ve siyasal kökenlerden gelen, hatta bazıları arasında kişisel dargınlıklar olan Ergenekon sanıklarına sesleniyor. Demiş.
Aslında Mehmet Akif yaşasaydı o sözlerini AKP iktidarının Türkiye’yi düşürdüğü bu durum karşısında diyar- diyar gezer tüm ulusa söylerdi. Halk bunu umudu olan CHP den bekledi ama…
Türkiye’de sanki iki iktidar var. Birisi AKP diğeri, Fethullah iktidarı ki bu çok tehlikeli. Yargıyı, emniyet güçlerinin bazılarını eline geçirmiş, başbakanı bile yargılayacak kadar güçlenmiş. Başbakan Erdoğan, Özel Yetkili Mahkemeleri var etmekle belki de hayatının en büyük hatasını yaptı.
Mehmet Perinçek’in İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in oğlu olduğu için Silivri’ye kapatıldığını hiç sanmıyorum. Zira M. Perinçek’in siyasetle ilgisinin, olmadığı gibi hiçbir partiye de kayıtlı olmadığı biliniyor. O ,genç bir akademisyen ve bilim adamıdır.
Mehmet Perinçek kimdir diye araştırdığımızda 19 Eylül 1978'de İstanbul’da doğdu Faik Reşit Unat İlkokulu’nu ve Cağaloğlu Anadolu Lisesini bitirdi. Burs alarak Rusya Federasyonu’nda Nijni Novgorod’da 35 No-lu lisede okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak memuriyete başlamış olduğunu öğreniyoruz.. İngilizce, Almanca, Rusça ve Osmanlıca bilen Perinçek bakanlık izni ile resmi olarak, sekiz senedir Rus-Sovyet devlet arşivlerinde 'Türk-Sovyet ilişkileri' ve 'Ermeni meselesi' üzerine araştırmalar yapıyordu.
Önemli belgeler bulmuştu.
O sıralarda Rusya, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkelerdeki cemaat okulları “yabancı bir devlet adına casusluk” gerekçesiyle kapatıldı, “öğretmenleri sınır dışı” edildi. Bu operasyonlardan hemen sonra cemaat basını Mehmet Perinçek'i hedefe koydu. Hakkında yalan olduğu defalarca kanıtlanan iddialarla haberler yapıldı. Yurda dönüşünden sadece birkaç gün sonra da gözaltına alınıp tutuklandı. Tesadüf mü?
Bakınız: http://www.odatv.com/n.php?n=mehmet-perincek-neden-cemaatin-hedefinde
Mehmet Perinçek yazısının başında “Mahkeme bizim davamızı da Ergenekon ana davası ile birleştirdi. Bir süredir 18 iddianamenin bir arada görüldüğü, 300 ‘e yakın sanığın birlikte yargılandığı duruşmalara katılıyoruz. Bu kadar insan aynı ”örgütten” ama çoğunluğu birbirini ilk kez görüyor. Diyor.
Evet, düzmece iddialarla, Ergenekon dalgaları öylesine büyümeye başladı ki, Türk Ordusunun komutanları aydınları, genç subayları birer birer tutuklandılar.
Aslında tüm olanlar Amerika karşıtı olan komutanların ve aydınların susturulmasıydı. Dolayısı ile ordumuzun güçsüz kılınmasıydı. BOP projesinin hayata geçirilebilmesi için ordunun direncinin kırılması ve subayın gururu ile oynanmasıydı. Ergenekon, denilen ve ona bağlanan diğer, Balyoz, Poyrazköy, Kafes gibi davalar, vatansever, Atatürkçü subayları, aydınları esir alma işleminden başka bir şey değildir.
ABD yine senaryo gereği AKP Başbakan Yardımcısı Bülent Arınc’a suikast dümenleri ile TSK’ya ait tüm bilgilerin bulunduğu kozmik odalara kadar girmiş, askeri sırlarımızı ele geçirmişti.
Şimdi sıra ders kitaplarından çıkarılan Atatürk’ten sonra Anayasadan Türklüğü çıkarmaya geldi. Oysaki1923 Cumhuriyeti devletin değişmez temelidir. İlk 4 maddesi ve 5. Maddesi kurucu gücün İstiklal Savaşımızın kazanımı sonucu inşa ettiği devletin değişmez tarifidir.
AKP bu maddeleri değiştirmek için ne yaptı ki? Türkiye işgal altına veya harbe girmiş te, kurtaran AKP’mi olmuş anayasa yapıyor? 1982 darbe ile yapılan anayasada bile bu maddeler değişmemiş, değiştirilememişti. Sonra 82 darbesi ile ne ilişkisi var? Yeni anayasa uyutması tamamıyla rejim değişikliği için ve Atatürk’ü, Türklüğü silmek içindir. CHP bundan ötürü AKP nin bölücü anayasasına destek vermemeli üstelik halkı uyarmalı, AKP nin ne yapmak istediğini anlatmalıydı.
******
Dün yine Ergenekon davasında yıllardır tutuklu bulunan Mustafa Balbay, Mehmet Haberal İlker Başbuğ, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek ve Dursun Çiçek'in tahliye taleplerini reddetti. İp Genel Başkanı Doğu Perinçek “burası mahkeme değil Fethullah hoca divanıdır” diye bağırmış.
Bu olanlardan, katillerin, hırsızların salıverilmesinden sonra ben de böyle düşünür oldum artık.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in Muhalif gazete. com’a yaptığı açıklamasında;
Mahkeme sözcüğünü bile kullanamayacağımız bir yapıyla karşı karşıyayız. Hiçbir mahkeme elindeki dosya bittiğinde artık mahkeme olmaktan çıkacak ve oradaki görevi sona erecek bir şekilde görev yapamaz. Bir kere böylesi bir garabetle karşı karşıyayız. Yani oradaki hâkimler hakim değil, o yapı da mahkeme değil. Çok açık bu. Demiş.
Ben çok kez gittim duruşmaları izlemek için ve orada gördüklerimi aktarmaya çalışarak burasının Silivri zulumhanesi olduğunu yazmıştım. Bu aralar yüreğim kaldıramadığı için gitmiyorum. Geceleri kâbusum oluyor zira. Oradaki yurt severlerin hallerini ve yapılan hakaretleri kaldıramıyorum artık.
Bakınız. http://blog.milliyet.com.tr/bastille-ve-silivri-cezaevi-/Blog/?BlogNo=290204
****
Başbakanın Suriye politikaları ters tepti. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacak neredeyse. Gözümüz aydın olsun, artık ABD ve bizim desteğimizle Irak’ta “bölgesel Kürt Hükümeti oluştu.
Bu durum ırkçı BDP milletvekillerini de heveslendirdi ve yine tehditlere başladılar. ”Türkler Kürtlere hoş davranmalıdır, davranmazsa biz Kürtler birbirimizi tutarız” diye aba altında sopa gösteriyorlar.
New York Times’dan sonra İngiliz Guardian da Suriyeli muhaliflere Türkiye’nin güney illeri üzerinden silah sevkiyatı yapıldığını iddia etti. Times ve Guardian’daki haberler, ABD ve Türkiye’nin bu rolü ortak üstlendiğini gösteriyor. Bunu iktidar inkâr ediyor ama CHP milletvekilleri de aynısını söylüyorlar. Yarın bir gün Esad’a Libya lideri Kaddafi’ye yapılanlar olursa bunun vebali kimlere yüklenecek acaba?
“Türk askerini Kuzey Irak’a sokmayız” diyerek Türkiye’ye kafa tutan çete başı Barzani, PKK lıları eğittiğini kendi ağzı ile itiraf etti. Bizler bunu aylardır söylüyoruz. Bay Barzani halen Türkiye’deki şirketleri sayesinde milyar dolarlara hükmediyor ve iktidarla yakın dostluklar içerisinde!
Polislerimiz şamar oğlanına döndüler, ayıp ya!
BDP li kadın milletvekili tokatlar bir başkası başka şey yapar.
Gelen vuruyor giden vuruyor. Neymiş AKP Milletvekilinin oğlu ile tartışmış. Katiller gibi sıraya dizilmişler milletvekili oğlu beyefendi teşhis etsin diye.
Padişahın sadrazamları oldu AKP’li bakanlar, milletvekilleri, nedir bu ya? Kimisi vatandaşa takla attırmaya kalkar, kimisi yerinden sürgüne yollar. Belediye başkanları esnafı tokatlar. Kaçıncı olaydır bu?
Türkiye AKP sayesinde bu utançları, ilk kez yaşıyor. İleri demokrasi buysa yere batsın böylesi...
Yazacak, söyleyecek o kadar çok şey var ki bunları diğer yazımda sizlerle paylaşacağım.
Tünay Süer