- Kategori
- Su Sporları
İleri yüzme dersleri-serbest stil kulaç-1

Yüzmede serbest stil kulaç kadar kişisel farklılıkları yansıtan çok az konu vardır. Diğer birçok konuda genel kabul görmüş uygulamalar olmasına karşın, kulaç konusunda antrenörler arasında kesin bir mutabakat yoktur. Ben taraf olmadan birkaç açıklama yapıp kararı size bırakacağım. Burada bir açıklama yapmalıyım: yüzmeyi öğrenmek, tarifini okuyup yemek yapmaya benzemez. Çünkü tarif edilen veya gördüğünüz bir hareketi tekrarlayabilmeniz için vücut esnekliğinizin yeterli seviyede olması gerekir. Bu da yetmez, o hareketi küçük parçalara ayırıp teker teker sabırla vücudunuza öğretmelisiniz. Yani şiir ezberlemek gibi, vücudunuzun o hareketi yavaş yavaş ezberlemesi, tekrarlayarak sağlamlaştırması gereklidir. İleri yüzme teknikleriyle ilgili yazdıklarım, sadece merakınızı gidermeye yönelik. Gerekli ısınma hareketlerini yapmadan ve aceleyle uygulamaya kalktığınızda bedeninize zarar verebilirsiniz. Ben yine yüzme tekniğini geliştirmek isteyenlere antrenörlere danışmayı öneriyorum.
Kulaç dediğimiz şey aslında yüzmedeki üst beden hareketlerinin tümüdür. Yani yüzerken sadece kollarla ve ayaklarla ilerlemezsiniz. Yüzerken ayak vuruşunu hariç tutarsak kalça, omuzlar, kollar ve ellerle ilerleriz. Serbest yüzme stilinde kulaç tekniği konusu oldukçe derinliği olan bir alan. Ben burada bu konuya sadece bir giriş yapacağım. İki uç öğretiden başlayalım: birinci öğreti, yüzerken tüm vücudun kulaç atılan kolun yönüne dönmesini öngörür. Yani sol kulacınızı atarken hareket kalçanızdan başlayarak tetiklenir (kalçanızın sola doğru hareketiyle başlar) ve sol kolunuzu ileri uzatırken tüm vücudunuz sol tarafa doğru döner. Kulacınızı uzattığınızda tüm vücudunuzla suda tam olarak yan dönmüş olursunuz. Daha sonra sağ kulacınız da kalçanızın sağa doğru dönüşüyle başlar ve bu sefer tüm vücudunuz sağınızın üzerine dönmüş olur. Yani her kulaçta tüm vücudunuzla bir sağa bir sola dönerek yüzmeye devam edersiniz. Diğer uçtaki öğreti ise klasik öğreti; yani vücut tamamen suya paralel, sadece kol ve omuzlar rotasyona tabi. Kalça ve göğüs kafesi neredeyse sabit olarak suyun yüzeyine paralel duruyor (birçok sprinter yüzücünün bu stile yakın yüzdüğünü görüyoruz). Bir de bu iki uç öğretinin arasında orta yolu benimseyenler var: Bazılarında kalça rotasyonu daha sınırlıdır, bazılarında kalçalar sabit dururken belden itibaren gögüs kafesi ve omuzlar rotasyona tabidir, vesaire. Sonuçta tek doğru yok, çeşitli öğretiler var. Sizin için en doğru öğreti antrenörünüzün öğrettiğidir.
Kulacın kol hareketinden ibaret olmadığını gördük de peki kulaç nasıl hareket etmeli? Bu konuda da antrenörler arasında fikir ayrılıkları var. Kulaç nerede başlar, nerede biter; kulacın su üstündeki hareketi nasıl olmalı; kulacın suyu çekmesi nasıl olmalı? Ortak kanı, kulacın olabildiğince ileriye uzatılarak başlaması yönündedir. Yani kol suya girince, omuzdan başlayarak parmak ucuna kadar tüm el ve kolumuz tek parça bir sopaymış gibi havuzun ilerideki duvarını gösterecek şekilde, avuç içi havuzun dibine dönük olarak olabildiğince ileriye uzatılacak (sanki parmaklarımızı havuzun ilerideki duvarına sokmak istiyormuşuz gibi kolumuzu iyice ileri uzatıyoruz). Bu pozisyon bir an için sabit kalacak ve suyun içinde ileriye doğru hareketetimiz sürecek (buz patencilerin kayarken tek ayak üzerinde bir süre gidip sonra diğer ayak üzerine yüklenmeleri gibi). Umarım buraya kadar herşey nettir. Daha sonra kulacın suyu çekmesi aşamasına geliyoruz. İşte burada antrenörler arasında tartışmalar şiddetleniyor. Bir kısmı diyor ki, isteyen istediği gibi suyu çeksin; bir kısmı S şeklinde bir kavisle suyu çekmeyi öneriyor; post modern teknik ise oldukça ilginç bir öneride bulunuyor. Bu yazıyı çok uzatmamak için bir sonraki yazıma post modern tekniğin açıklamasıyla devam edeceğim. Çok teknik bir yazı oldu, umarım sıkılmadınız. sağlıcakla kalın