- Kategori
- Deneme
İlk Tirat (Apareka'ya Mektuplar)
Özgün Fotoğraf
Ötekiyim ben.
İçinden çığlık çığlık bağırıp, dışından ürkekçe bıraktığın bir nefeslik “ah” ın adresi sende saklı failiyim.
Bazen binlerce mil uzakta, sarı bir kıtanın milyon yıllık kumunu yutan yalınayak evladıyım.
Hiç buluşmayalım diye, sen yaklaştıkça gövdemi hızlandırıp rüzgarlaşırcasına kaçmaktayım.
Önünden yürüyen, yanından geçip gidenim biraz.
Ya da sıradağlarca uzağında iken soluğunu ensende hissettiğinim.
Yollarca, şehirlerce kalabalık iken med cezirli kıyılarda kımıltısız kalan bir balık kimsesizliğindeyim.
Uzay boşluğu kadar dışında bir yerde ve bazen derinin yedi kat altında gizlediğin en mahrem duygu kadar derinindeyim.
Hep tanıdığın bir yüz, sevdiğin, belki bir o kadar öfke beslediğin…
Hiç göz göze gelmediğin kadar yabancı, heyecan duyduğun kadar korku biriktirdiğin…
Aynı sabaha uyanıp, aynı kaldırımdan senden önce geçenim.
Ya da başka bir iklime doğup ayağının hiç değmediği sokakları ezbere bilenim.
Bir kokuyum belki, yıllar öncesinden hafızana nakşolmuş, kesif ve karanlık.
Belki de bir renk, paletine hiç koymadığın kadar pırıltılı fakat tadımlık.
Ben, biraz da sen olabilirim. Her gün yüzleştiğin suretinde kendine konforlu bir çukur bulmuş ve gözeneklerinden kaçak göçek dışarı sızan, ayın hiç ışık görmeyen tarafı gibi karanlıkta bıraktığın.
Bir ihtimal, yalnızca içindeki kalabalıktan rastgele seçtiğinim.
Zamanın her göreceli parçasında başka bir notana dokunan bu gezegenin, akordsuz ruhuna eklediği uyumsuz bir sesim.
Ben Apareka!
Her harfinde binlercesini gizleyen, her çağırışında yeni bir kostümle önünde belirenim.
Bıktığın, kırıldığın, savaştığın, sevdiğin, biriktirdiğin ve özlediğinim.
Burnuna değip gözlerini uzaklara daldıran o rayihalı koku kadar tanıdık, ve dilini ilk kez değdirip yüzünü buruşturduğun tat kadar uzağım.
Tekil bir ismin içinde, aynı gökyüzünün altında birbirine yüzünü hiç dönmemiş kabilelerce çoğulum.
Ben Apareka!
Sen, o ve diğerleri…
İçindeki o geveze kalabalıktan herhangi biri.