- Kategori
- Şiir
İnce Sızı

peşin kırılmıştı yen’im
ışık sağanağından görmemişti gözlerim
gelmeden, gitmiştin sen aslında
yolun sonu görünmüştü, taa başında
her seferinde
gelmene tedirgin duyduğum sevinç
gidecek olduğundandı
kulaklarım ahlat zamanın bekçisi
uçuruma sürükleyen rüzgârının
saklısında duran muamman
varla yok arasıydı gölgen
ikircikliydi sende aşkın rengi
gündüzle gece, hep ters yüz
senle yolculuğumuzda
kâhinin bilmediğini bildim
yürürken yollarında
hep ben tükettim suyumu
kendime akamayan nehirdim
sen, sevgiyi yeşertemeyen kıraç toprak
ince ince kırıldı gün ışığım
yitip gitti bendeki dirilik
böyle geldin / gidecektin yine böyle
deniz yıldızı hikâyesinde olduğu gibi
katkın olamadı bu sevgiye
yüzünü bir açıp bir kapayan güneştin
için için azaldın / patlamadı baharın
yüzündeki uzaklıkta, yabancılık duygusunun ayırdı
yarın yoktu bakışlarında
öfkem kendimedir şimdi
bildim / bildim de, neden dönmedim geri
sebep o ki, dinmedi içim
kendimi hiç affetmedim
her sen’ li zamanda hâlâ
yürek kökümde hep o ince sızı
20 Nisan 2009
Hâdiye Kaptan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.