Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Kasım '12

 
Kategori
Sinema
 

Ingmar Bergman ve "Kriz"

Filmlerinde insan ilişkilerini büyük bir ustalıkla işleyen ünlü yönetmen Ingmar Bergman’ın ilk filmi Kriz 1946 yapımıdır. Anlatıcı sesiyle (narrator)  hikayenin büyük bölümünün geçtiği kasabanın durumu ve baş karakterler tanıtılır. Bu anlatıcı film ilerledikçe konuların zaman geçişlerini de anlatmaktadır.

Nelly, 18 yaşında bir genç kızdır. Parasal imkansızlıklardan dolayı ona bakamayacak durumda olan gerçek annesini yıllarca halası olarak bilmiştir. Nelly, gerçek annesi olarak piyano öğretmeni olan  Ingeborg Johnson’ı bilmektedir. Bayan Johson fakir ve hasta bir kadındır. Nelly’i kendi kızı sevmekte ve bütün hayatını ona adamaktadır. Gerçek anne yıllar içerisinde durumunu düzeltmiş ve kızını almak için kasabaya gelmiştir. Yönetmen burada gerçek anneyi siyah giyindirerek kötülük temasını da işlemeyi de ihmal etmemiştir.

Biyolojik anne mi yoksa gerçek annesini mi seçmeyi Nelly’e bırakmışlardır. Daha filmin başlarında halasından gelen elbise ile gerçek annenin hizmetçisinden aldığı borç ile yaptırdığı elbise arasında tercihini yapan Nelly, hangi yaşama göz kırptığını anlatır gibidir. Nelly’nin tercihinden sonra  kişilerin sorgulamaları ardı ardına gelir. Usta yönetmen hiçbir gereksiz diyaloğa yer vermemiştir. Bayan Johnson,  Nelly’den uzaklaştığı dönemlerde biyolojik anne ile tartışmaları aklına gelmiş ve iç hesaplaşma yolu ile “kızın iyiliği için kendi iyiliğim için bunu yapıyorum” diyerek bir iç hesaplaşma yaşamıştır. Çünkü Nelly’nin hayatında olması ona iyi gelmektedir. Gerçek anne bayan Jelly ise, parasına ve kendi çapında ünlü olmasına rağmen kardeşinin üvey evladı ile süregelen ilişkisinde   mutluluğu yakalayamamıştır. Üvey yeğen ise aynı numaralarla tavladığı kadınlara söylediği yalanı acı bir sonla gerçek haline getirmiştir.

Kriz,  II. Dünya Savaşı bitimine denk gelmesi itibari ile savaş sonrası aranan dinginlik, tedirginlik ve sıradanlık unsurlarını oldukça yoğun şekilde içinde barındırıyor.  Olaylar çok basit, ilişkilerdeki temalar zamanımıza göre eskimiş bile olabilir. Ancak, 1946 yılında biyolojik anne mi büyüten anne mi? Para ve imkanlar mı yoksa huzur ve mutluluk mu? Sorularına yanıt arayan bir film ancak bu kadar sarsıcı yapılabilir.

Nelly’nin kendisi için en iyiyi seçmekte zorlanmaktadır. Kendisine huzur veren ortamı bilmekte fakat seçim yapmakta çok zorlanmaktadır. Bu seçim tedirginliği ilişkide bulunduğu bütün insanları da etkilemektedir. Bir umuda ihtiyacı vardır. Bayan Johnson ona ancak umut verebildiğini biliyordu ve  yine öyle yaptı ve  zor zamanlarda söyledikleri sözü hatırlattı : “Belki yarın güzel bir şey olur”

Filmin senaryosunda da önemli bir katkısı bulunan Bergman, sinema için yapacaklarına daha o yıllarda karar vermiş gibi görünüyor. Geniş alanların çekimi ile sanki toplumları, dar ve yakın çekimlerle de sanki insanları anlatır.

 
Toplam blog
: 16
: 1110
Kayıt tarihi
: 30.09.10
 
 

Yalan Dünya ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara