- Kategori
- Güncel
İnşallah bizim ülkemizde gay olmayacak, olmamalı!

Ece Üner'in sunduğu Habertürk'teki sosyal medya konulu tartışmaya katılan Okan Bayülgen ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek arasında ilginç bir diyalog yaşandı.
Paris ve Londra'nın en temel sorunlarından, gay belediye başkanları döneminde kurtulduğunu söyleyen Bayülgen "Bizim ne zaman gay bir belediye başkanımız olacak sayın Gökçek?" diye sordu.
Gökçek, Bayülgen'in sorusu karşısında, böyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledi.
Gökçek: "Her toplumun kendisine göre ahlaki değerleri vardır. Bizim kendimize göre bir yaşam tarzımız, örfümüz geleneklerimiz var. Avrupa'daki gay kültürüyle bir arada olmamız, bunu tasvip etmemiz münkün değil. Bizim yetişme tarzımız, ahlak tarzımız değişik. İnşallah bizim Türkiye'de gay olmayacak ve olmamalı."
Eşcinseller, her zaman kesif bir konsensüsle hayatımıza, kamusal alana tayin edilmiş "öteki" olageldi.
Söz, hiçbir zaman eşcinsellere verilmiyor, onlar en fazla demokrat olmanın verdiği sorumlulukla uzaklıklı bir koruma altına alınıyordu.
Eşcinsellik bir kimlik olarak kabul edilemez, kamusal alanda bir özne olarak var olamaz, ancak bir konu olarak işlenebilir.
Eşcinseller bir yandan itirafa zorlanıyor, öte yandan siyasi bir kimlik olarak var olabilecekleri hiçbir alan oluşturmalarına izin verilmiyor.
Hoşgörüyle terbiye edilmiş hayatlara izin var yalnız.
Bu topraklarda gayler de yaşamıyor mu?
Sahiden Türk'ten gay çıkmaz mı?
Memur, polis, memur, öğretmen, öğrenci, iş insanı, bilim insanı, işsiz güçsüz, köylü kentli eşcinsel yok mu?
Eşcinsellik, her şeyden önce bir insanlık gerçeği değil mi?
Ayrımcılığın böylesine; salyalı, böylesine ferahfeza bir dille karşımıza dikilmesi üstüne düşünmüyor musunuz?
Bu toplumun en hassas, en zayıf noktasının bu konu olması, ergenlikte takılıp kaldığımız arafı işaret etmiyor mu?!