- Kategori
- Siyaset
İnşallah

Bunca yıllık ömrümde, tek partili dönemden, bu güne değin, böylesine beceriksiz, işi oluruna bırakan, siyaset bilgisinden yoksun, başka bir hükumet daha, görmedim. Başbakanın yalandan gözyaşı döktüğü, Adnan Menderes li, Demokrat Parti, dönemi bile bundan iyi sayılır. Onlar da politikalarını din faktörü üzerine bindirmişlerdi. Tek dayanakları oydu, tıpkı bu günküler gibi. Onların teması da yoksulluk ve garibanlık tı. Bu gün de öyle. Demek ki, 60 yıldır yoksulluğu bitirememişiz. Yoksullar ve çulsuzlar, hala ülkenin en kalabalık kesimi. Bu yüzden, siyaset hep onların üzerine kuruluyor. Eskiden bir de, orta tabaka vardı, yoksullar ile, varsılların arasında. Bu kesime orta direk de, denirdi. Memur, esnaf, işçi ve küçük toprak sahibi çiftçiler. Bu kesim 1980 yılına kadar hayattaydı. Rahmetli Turgut Özal iktidarlarında, bu kesim ortadan kalktı. Daha doğrusu, asimile edildi, yoksulların arasına karıştırıldı. Rahmetli Menderes, iktidara gelirken, Her mahallede, bir milyoner yaratacağım demişti. Yarattı da. Rahmetli Özal, her köşe de bir milyarder demişti, O da, dediğini yaptı. Her köşeye bir milyarder yerleştirdi. Rahmetli. Köşe meraklısıydı. Köşeleri döndü durdu. Rahmetlinin oğlu, 15 yaşında borsaya merak salmıştı. Dikkat ederseniz, o günler, bu günlere çok benziyor. Zenginler, zenginleşirken, yoksullar, yoksullaşıp, bir paket makarnaya fit oluyorlar.
AKP iktidarının her yanı şıngır, mıngır. Sağlık, eğitim, sosyal kurumlar, ekonomi, iç politika, dış politika, roman havası. En kötüsü de, yargı. Düşünmeden, taşınmadan öyle bir durum yaratıldı ki, bir gece de tüm teröristler, kanlı katiller, serbest bırakıldı. Şimdi herkes şaşkın. Adalet bakanımızın beti, benzi sarardı. Başbakanımızın hiç sesi çıkmıyor. Ülkenin önde gelen gazetecileri, bilim adamları, Atatürk sevdalıları, uydurma Ergenekon davasından iki yıldır içeride tutulurken, Hizbullah terör örgütünün ve PKK nın kanlı katilleri, serbest bırakıldılar. Gerekçe, yargılanmaların 10 yılda bitirilememesi. İşin garip olan yanı, katillerin bu durumu bilmesi ve yargılanmayı uzatmak için uydurma sebeplerle sağlık raporları almaları. Tüm bunlar insanın midesini bulandırıyor. Hangi Doktor, hangi sağlık kuruluşu, bunlara o raporları veriyor? Doğrusu, tüm bu olanların, önceden planlandığını düşünür oldum.
Önümüzde seçim var. Ola ki, bu iktidar gider, başkası gelir. Gelenlerin işi hiç de kolay olmayacak. Bundan önceki iktidar değişikliklerinde, yeni gelenler, “enkaz devraldık” derlerdi. Bu kez, felaket devraldık diyecekler. Hani, pasaklı kadınlar vardır, Süpürdükleri çöpleri, halının altına saklarlar. İşte bu iktidar da öyle. Pasaklı iktidar. Halıların altı, çöp dolu. Yine, ola ki, iktidarları devam eder. İşte o zaman, yandı gülüm keten helva. İşte o zaman, gelecek dört yılı düşünemiyorum bile. İki dilli mi oluruz, iki zilli mi, kestiremiyorum. Umarım, bir şeyler değişir ve tam zamanında değişir. Allah, başka bir kurtarıcı göndermeyecek. Bu kez biz, kendi kendimizi , kendi ellerimizle kurtaracağız. İnşallah.