Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

21 Eylül '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsan kendini sevemezse...

İnsan kendini sevemezse...
 

Maia


Yirmi sekiz günlüktü, henüz; kış değildi mevsim, sonbaharın sonlarıydı; tir-tir titriyordu…

Koynumda demem yanlış olur, boğazım ile koynum arasında yattı o gece; o titriyor ben boynuma-koynuma sokuyorum; mini minnacık zaten, avuç içi kadar!

Annesinden, kardeşlerinden ayrılmış; öyle yalnız…

“İykkk” diyor yalnızca, inleme sesi midir, ağlama?

O “İykkk” dedikçe boynum ile koynum arasına sokuşturuyorum…

Oğlum ille alalım istedi, sahibi zaten dünden istekliydi; normal şartlarda en az bir buçuk ay anne sütü emmesi gerekirken, annenin yaşlı olmasından ve de “Kaza kurşunu” olmasından dolayı her şey şip-şak gelişti!

Saf kan bir anne ile aynı cinsten olmayan bir babadan doğmaydı; kırmaydı yani…

******

O geceyi ve sabahını unutmam mümkün değil: İç geçiriyor resmen, korkuyor; tir-tir titriyor; o titriyor ben avuçlarımın arasında seviyorum!

O iyykkk diyor, “Evine hoş geldin!” diye fısıldıyorum…

Sabah oldu, nasıl bir güven geldiyse artık: Patileri holün zemininde dört bir tarafa kayarken kafasını ileriye uzatıp “Hev” dedi!

“Hev”!...

O gündür pek iyi biliyor ki yanımız onun yuvası!

******

Altı yaşına geldi Maia, evde köpek beslemek pek kolay değilmiş, biz de bunu öğrendik; lakin öğrendiğimiz bir gerçek de var ki: Karşılıksız Sevgi!

Hiç fark etmiyor; ister beş dakikalığına, ister üç günlüğüne uzaklaşın; eve geldiğiniz anda sizi öpmeye, sarılmaya, ayaklarınız altında paspas olmaya hazır biri var!

******

Üzüldüğünüz anda yanınıza gelip de bacaklarınıza dolanan, ayak parmaklarınızı yalayan…

Öyle mahzun bakan gözleri, mamadan öte öyle sevgiye susamış halleri…

Muziplikleri…

Bilmeyene anlatması zor!

******

Altı yaşına geldi Maia; yakında gözleri görmemeye, çişini tutamamaya da başlayacak; Oğlum için aldığım bir canlının canını hiçe sayacak kadar gaddar olamam!

******

Çoğu evcil hayvan çocukların isteği üzerine alınıyor, tüm sorumluluklarını üstleneceklerini söylüyorlar; ancak yine dönüp dolaşıp ebeveynlere düşüyor iş; bu gerçek!

Ancak; sanal oyunlar gibi aldım-verdim, öldürdüm- dirildim gibi olmadığının bu işlerin anlatacağı tek merci, var: Aile!

Aileye destek çıkması gereken bir de hükümet var; ancak hükümet site engelleyip, kedi-köpek peşinde koşmayı tercih ediyor!

******

Son çıkacak yasa ile kedi-köpek besleme sayısı hüküm altına alınıyor; “Hani üç çocuk yapın!” der gibi, kedi-köpeklerinizden birini alın, gerisini barınaklara bırakın deniliyor.

Niye?

Hem de hangi barınaklara?

Ayol, vatan evladını korumaktan aciz devlet kedi-köpeği mi koruyacak?

Binlerce kadın katliamı varken, yüz binleri koruma talep ederken üç kurşun, on beş bıçak darbesi ile öldürülürken; efendime söyleyeyim, askerler öyle kelle koltukta sevk edilip, “Şehit mertebesine erdi!” diye vaaz verilirken sokaktaki kedi-köpekler mi korunacak?

Pes yani!

Sanki başka önlem alınacak konu kalmamış, sanki sokaklarda ser-sebil olan çocuklar yokmuş gibi; sanki şehitler yokmuş, sanki PKK diye bir terör örgütü yokmuş gibi…

Sanki açlık sınırında yaşayan halk bu vatanın vatandaşı değilmiş gibi…

Haa, açlık sınırından söz edenler evcil hayvan beslemesinler madem diye bir görüş de olabilir;

“Sevgi, onur ve insanlık” diye kavramlar da var; lakin parasal karşılığı yok işte, anasını satayım!

Değer görmüyor!...

******

Beslediğiniz iki köpekten birini, eğer tasarı kabul edilirse, barınağa teslim edeceksiniz.

“Barınak” denilen nasıl bir yer? Fazla akıl yormaya gerek yok!

Mehmetçiklerin barındıkları yerler üç briket-beş tuğla ise “Hayvan barınakları” nasıl olur, ben demeyeyim de siz düşünün…

******

“Mehmetçik” ile bir kedi-köpek asla kıyaslanamaz; lakin: kedisini, köpeğini sevemeyen bir halk oğlunu da kızını da sevemez!

O yüzden değil midir göz kırpmadan kanlar akar oluk-oluk; ha deyin ki namus, ha da vatan!

Savaş alanı değil, kimse “Savaş hali” ilan etmedi; niye ki bu kanlar derseniz?

Sevgisizlikten!

******

Kuşu, kediyi, köpeği, kelebeği…. Toprağı, aşkı…

İnsan halini bir türlü sevemeyenler; yani, kendini sevemeyenler, başka şeyleri nasıl sevsinler?

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara