Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Ağustos '06

 
Kategori
Uzay
 

İnsan türü uzaya neden gitti?

Uzaya 1957 yılında Sputnik yapay uydusuyla çıkılmış oldu.

1945 yılında patlatılan 2 atom bombası insün türünün Yeryüzü’ndeki varlığının insan eliyle bitirilebileceğini göstermişti. Şimdilik bilindiği kadarıyla, insan türü daha önce hiç bu konuma gelmemişti.

Tehlikeye giren tür ne yapar? Mekanını terkeder. İnsan türünün coşumları arasında yer alan yönelim, daha önceki binyıllarda onun anavatanı olan Afrika’dan diğer 4 kıtaya yayılmasını sağlamıştı. İnsan türü kutuplardan çöllere, ormanlardan dağlara kadar her yere yayıldı. Bunu da genelde, çevresinde azalan yiyecek kaynakları nedeniyle, yani göreli olarak yine varlığı risk altına girince yaptı.

1500’lerdeki Avrupa emperyalizim ile Yeryüzü’nde insan türünün daha önce girmediği alanlara da girildi. Denizlerde dünya turu yapıldı.

1900’lerden itibaren ise, temel ölüm nedenlerini ortadan kaldıran bilimsel gelişmeler nedeniyle, tür nüfusu çok hızlı arttı. Bu da insanın yeni yerlere açılmasını dürtelemiş olsa gerek. Dünya dolduğuna göre, geriye bir tek uzay kalıyor.

Böylelikle görüyoruz ki insan türünün uzaya çıkmasının olumlu ve olumsuz birçok önkoşulu oluşmuş oldu.

Uzaya gitme düşüncesi, M. Ö. 100 yılında yazılan ve ilk bilimkurgu eser sayılan Ay’a gitme düşüncesiyle çok eskilere dayanır. Somut olarak ise, Jules Verne’in ‘Ay’a Seyahat’ romanıyla başladı. 1900’ların başında ise Rusya vatandaşı Tsiolkovsky uzaya gitmenin sorunlarıyla uğraşmaya başlamıştı. Almanya vatandaşı Goddard ise, uzaya gitmeyi sağlayacak füzeleri yapmayı deneyen ilk kişi oldu.

1945’ten sonra dünyada 2 süper güç kalmıştı: ABD ve (eski) SSCB. Yarışı ilk kazanan SSCB oldu ve hem ilk yapay uyduyu, hem de uzaya ilk insanı gönderen ülke oldu. ABD ise, buna bugünlerde hala tartışılan Ay’a giden ilk insan ile karşılık verdi.

1990’dan sonra Doğu Bloku çökünce uzay yarışı gevşedi ve yeni Rusya yarıştan düştü. Onun yerini Çin aldı ve 2003’te uzaya insan gönderen 3. ülke oldu.

Bütün bunlar Yeryüzü’nü seven ortalama bir insana anlamsız gelebilir ve yapılan çok büyük masraflardan rahatsızlık duyabilir. Ancak, rahatlıkla söylenebilir ki uzay araştırmalarına harcanan tüm paralar, yalnızca orada icat edilen ürünlerle kendini çoktan amortiledi. Örneğin teflon sürtünmeyi azaltmak için icat edilmiş bir ürün, mutfağa sonradan uyarlandı. 2 milyar insanın evinde teflon kaplama tencereler var.

2000’lerde Dünya dışı gezegenler keşfedildi. ‘Scientific American’ gibi çok satan popüler bilim dergilerinde Samanyolu Gökadası’na tümüyle insan yayılmasının 1 mi, 2 mi milyon yıl alacağı tartışılır oldu.

Artık kesinleşti ki bazı insanlar (ki bunlara transhümanistler, posthümanistler, zenopsikologlar da deniyor) insan türünün uzaya giderek başka bir türe evrilmesini istiyor.

Evrimde buna ‘türlerin çatallanması’ deniyor. İnsan kuyruksuz maymunlardan 3 milyon yıl kadar önce ayrıldı. Bugünün insanı şempanzeden, orangutandan, gorilden, bonobodan ne kadar farklıysa, 3 milyon yıl sonranın metahümanları da bambaşka türler olacaklar.

Bu bir erekbilim değildir. İnsanın doğal ve kültürel niteliklerinin toplamının olağan bir sonucudur.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara