Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '08

 
Kategori
Şiir
 

İnsanlıktan istifa dilekçem

İnsanlıktan istifa dilekçem
 

Zeytin dallari beyaz güvercinlerin gagalarinda kirildi.


Yüzlerce harfi atlatıp ilham ipinde

Bu şiiri yamıyorum beynimin yırtığına

İz bırakmadan yazıyorum katledilmiş ağaçların

Kağıtlaşmış suretlerine

Hangi ağacın yeşil kanayan yarasına edebiyatı kazdim

Dizelerinde kalemler kırdığım şiirlerde

Kimbilir kaç katil desterenin dişi kırıldı mısralarımda

Baltalarını yeşil dallarda kıran oduncuları betimlerken

Ormanları yağmalanmış kıraç tepelerin çatlarken yağmursuz dudakları

Elleri allaha açılmış yağmur duaları yapan sahte hocaların

Cehaletine ektim yakılan, talan edilen ormanların intizarlarını

Ütopyalarımdan kardan adamlar yapıp

Gözlerini balı sarhoşu kömürlerle sürmeleyip

Rüzgarların dudaklarında yırtılırken karayeller

Sokak çocularının kavrulan titremelerinde uçurdum şeytan uçurtmalarını

Biz karınca insanlar belleklerimizde düş taşırken evlerimize

Sıcak uykularımıza horlayan rüyalar ekerken

Hangi sokak insanını sallıyorum mısraların beşiğinde

Sessizce Çernobil hala sızarken sarı saçlı güzel bir kızın göz mavisine

Kanserli gözyaşlarımın iyonlarında parçaladım insanlığı

Kırk voltluk Edison karanlığını aydınlatabilmek için

Hiroşima´da Nagazakı´de atomlar hala ayrılırken protonlarına

Hayata yazdığım bu dizelerde yayılırken radyasyon

Barış ve savaş ikizi imgeler sökülürken yörüngelerinden

Nefretin çiçeği bir bombanın telefonu çalarken ölüme

Azrailine alo diyen masumların mezarlarını kazıyorum dizelere

Toprağa gömülen mayınlarda açan ecel çiçeği

Parçalarken hayata geçirilmiş tırnakları

Yitik uzuvların saguları düşüyor toprağın kanlı çamuruna

Kılıçlar yapıyorum şehitlerin çelikleşen tabutlarından

Cehalet canisi terörün nefretini hadım etmek için

İnan´mış Deniz´ler asılmış Aslan´lar gibi yağlı urganların mavisine bir zamanlar

Kapitalist aşiftenin rimelinde boyuyorum devrim türkülerinin kartal gözlerini

Dizelerimle talan edilirken genç insanların erguvan gelecekleri

Ekmeklerine sürülürken gelecek korkuları pıhtılaşmış kan salçaları gibi

Pırıl pırıl gözler köreliyorsa gazetelerin iş arayanlar sayfalarında

Hamili yakınımdır kartları en geçerli diplomaysa

Yakın bu düzenin cehenneminde, ezbere öğrendiklerinizi

Açlığına sıtmalı tenyaların şeritlerini bağlayan

Gözyaşlarında açlığa tutunup sırat köprüsünü geçen

Kara gözlü, kara derili, kara kaderli çocuğun kaşığında kırılırken

Vahşi kapitalizmin kan damlayan vampir dişleri

Donları başlarında kıçları açık zevkin uşakları

Doyumsuz egolarını seviştirirken dolarların yeşilinde

Metruk kalplerin salaş sevgilerinde

Sedece seks olurken Romeo ve Julyetin ölümsüz aşkları

William Shakespeare keserken edebiyatın çiçeği Othello´yu

Aragon Elsa´sına yazdığı şiirleri gömerken mürekkep hokkasına

Onulmaz kirli cenabetliklerden soyunmak için aldırmadan gerçeklere

Herakleitos ´un deresinde artık iki kez girilirken suya

Yine sorgusuz kuşlar göcüyor dizelerime düşürdüğüm isyanlarda

Gagalarında susuz sazlıklar seğirirken turnaların

Cennetleri ellerinden alınmış kuşlar yolarken kanatlarını

Göç yollarında rüzgarların bilinmeyen sırlarında

Vahşetin medeni ilkelliğinde zehirlerle doyurulurken

Sadece yaşamak isteyen sokak köpekleri

Unutulan rögar kapağında yiterken küçücük eller

O küçücük ellerin kınasıyla kirleniyor denizler

Henüz on dördünde olan masumiyet müzesinin körpe mermeri

Yetmiş altılık dürzünün takma dişleriyle yontulurken

İğrençliği vurdumduymazlığı çiviliyorum mısralara

Onurun şerefin haysiyetin kafa kağıdı oy pusulası

Kömür torbalarının, erzak çıkınlarının, kütügüne geçirilirken

Kazananların olmadığı kaybedenlerin saf tuttuğu aldanç tavaflarında

Döndükçe kazanan kazandıkça müsveddeleri iki meteliğe yapışan iblisler

Aşırırken denizlerde yakılan umut fenerlerinin ışıklarını

Altınlar dişlerde değerleniyor dişlenerek kemirilen mevkilerin zorbalığında

Dişlenmiş parsellerin imlası sökülürken imandan para zoruyla

Emekçinin kuru ekmek soğanına zehir aşılıyor genetiğine bilim ekilmiş

Tranparan giysili sahte peruklu patlamış mısır koçanları

Amaca giden yolda mübah sayılırken demokrasi trenine kaçak binmek

Biletli yolcuların ödediklerini harama yazıyor takiyyeci kondüktör

Karıştırıyorum sapla samanı harflerine morfin verilmiş bu dizelerde

Bağ bozumularında güneş yanığı düşleri yağmalanırken çiftçilerin

Kaderlerine zorbaca bağlanırken başfiyatlar türban gibi

Gerçekler gebe kalırken üç çocuk doğurmak için yalanlara

Soyunup insanlık postumdan asıyorum buraya postumu

Yüreğime denk gelen yere iliştirip insanlıktan istifa dilekçemi

Utku Aksu 30.11.2008

 
Toplam blog
: 50
: 901
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

    ..