Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Haziran '10

 
Kategori
Öykü
 

İntikam

İntikam
 

Çikolatayı çok seviyorum. Beni gerçekten mutlu ediyor. Alış veriş yapmak kadar hatta kuaföre gitmek kadar keyiflendiriyor. Aslında yalnız kaldığım zamanlarda mutlu olmanın bir yolunu mutlaka buluyorum.

İstanbul’un uzak semtlerinden birinde, annem ve erkek kardeşimle birlikte yaşıyorum. Giriş katın altında, sevimli bir evimiz var. Evin en sevimli kısmı ise tabi ki benim odam. Eğer o gün izlediğim bir dizi yoksa işten sonra tüm zamanı odamda geçiriyorum.

Aynaya bakıyor ve kendime selam veriyorum odaya ilk girdiğimde. Mutlu olmayı hak eden ve her zaman ertesi güne dair hayalleri olan bu kızı çok seviyorum. Tamam, belki biraz kilolu ama güldüğünde çok güzel oluyor. Ayrıca eminim ki istese kilo da verebilir.

Radyomu açtıktan sonra yatağıma uzanıp günün değerlendirmesini yapıyorum. Bir sigara yakıyorum sonra. Vücudumda en sevdiğim yerim ellerim. İlk olarak ojelerimi kontrol ediyorum ve neredeyse her gün yıpranmış oluyorlar. Amerikan merkezli bir restoranda çalışıyorum. Çoğu zaman kasada durmama rağmen hem mutfağa yardım ediyorum hem de temizliğe katılıyorum. İnsanlar ben yokmuşum gibi davranarak ruhumu yıpratırken ben de çalışarak ojelerimi yıpratıyorum. Ama akşam bu büyülü odada ojelerimi yenilerken, radyoda en sevdiğim şarkıları dinlerken ve aynada o sevimli kız bana gülümserken yaralarımızı sarıyoruz.

İnsanlarla iletişim kurmakta hep zorlanmışımdır. Tanımadığım insanlarla yüz yüze gelmekten çekinirim. Kalabalık her zaman beni rahatsız eder. Hayat, en sevmediğim durumlara beni her gün itekliyor.

Bugün bir müşteri geldi akşam saatlerinde. Siparişini vermek için kasaya yanaştı ve sırada bekleyen kızı fark etmeden siparişini verdi. O anda kız ile göz göze geldim. Kendimi gördüm o kızın gözlerinde. Mecbur olduğu için insanların arasına karışmıştı. Sırasının çalınmış olmasına itiraz etmeyecekti. Tek isteği kimseyle konuşmadan bir şeyler yemekti. O da biliyordu; benim sırasını çalan adamı uyaramayacağımı, cesaretimiz yoktu.

Beyefendi siparişini aldıktan sonra sosları eksik koyduğum için bana söylendi. Fazladan peçete istedi ve yavaş çalıştığımızı ima eden sözler söyleyerek kasadan uzaklaştı. Giderken yaşlı bir teyzenin omzuna çarpmış, sendelemesine sebep olmuştu ama farkında bile değildi. Hayat, rahat davranma kredisini bu adama bolca sunmuştu.

15 dakika sonra iş arkadaşım bir cüzdan getirdi. Cüzdanı açtığımda düşüncesiz beyefendi ile göz göze geldim. Ama bu sefer bir ehliyetin içinden gülümsüyordu bana. Birazdan geri gelip cüzdanını alacak ve hayatına geri dönecekti. O anda az önce yaşadıklarım gözümün önüne geldi ve intikam ateşi vücudumu kapladı. Bir intikam ateşi benim vücudumu kaplıyorsa emin olun büyük bir intikam ateşidir.

Hemen telefonu alarak kredi kartlarını iptal ettirdim. Sanki o anda hayatın ona sunduğu rahat davranma kredilerini elinden alıyordum. Kısa bir süre sonra geldi. Endişelenmemesi gerektiğini söyleyerek kredi kartlarını iptal ettirdiğimi ekledim.

Bu akşam ojelerimin rengi zafer simgesi olarak kırmızı olacak...

 
Toplam blog
: 38
: 363
Kayıt tarihi
: 06.06.10
 
 

Yaşam Koçuyum. Aynı zamanda Satış/Pazarlama konularında danışmanlık yapıyorum. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara