İş görüşmelerinde aktörler

“Her işletme küçük bir sosyetedir.” der Prof. Dr. Tamer KOÇEL Hocamız “İşletme Yönetimi” adlı başucu kitabımızda. Dünya üzerindeki tüm şirketlerin örgüt yapılarının ve örgüt kültürlerinin parmak izi gibi birbirinden farklı olduğu gerçeğini kabul ettiğimiz gibi iş görüşmelerinde karşımıza çıkacak kişilerinde de kendi içinde küçük birer sosyete olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.. Bu duruma kültürlerarası farklılıkları da eklediğimizde ise iş görüşmesinde gelecek bazı olası sorulara karşı nasıl sabit bir yanıtlama modeli geliştirebiliriz? Ve bunları internet üzerinden veya kitaplar aracılığıyla nasıl insanlara aktararak onları yanıltabiliriz?

Örneğin görüştüğümüz kişi bir patron sosyetesi ise: görüşmenin herhangi bir anında ona “Biliyorsunuz sizin kazandığınız parayı da benim maaşımı da müşteriler ödüyor. Dolayısıyla asıl patron onlardır, işe girdiğim taktirde müşteri odaklı bir çalışma anlayışına sahip olacağımı bilmenizi isterim.” açıklaması bir işadamında, bir profesyonelde, bir Liderde olumlu bir izlemim yaratması beklenmekle birlikte aynı sözcüklerin bir patron veya görev adamında ise bilinçaltı bir tepki yaratabileceği ve “Nasıl yani ne diyor bu adam yahu ben bu günlere nasıl geldim bilmiyor, onun ekmeğini veren benim! Müşterilerim zaten benden memnunlar” düşünce baloncuğu oluşturabilme ihtimalide bulunmaktadır. Yine aynı bakış açısıyla iş görüşmesini yapan kişi bir görev adamı ise de ( Söyleneni yapan, eski personelci, patronun adamı ) yine kafasında “ Bu bilgiç birine benziyor, yarın bir gün bunu işe alırsam patron bana bunu nerden buldun diye fırça atmaz mı” düşünce baloncuğu oluşabilir. Her iki sosyete grubunun da ortak özelliği ( Patron, Görev adamları ) siz kapıdan girdiğiniz andan itibaren “ Seni neden işe alayım? Farz et ki aldım, ileride bana ne gibi zararların dokunabilir? Sorularıdır. Bizler görüşme süreçlerini buna göre planlamalıyız. Geleneksel bakış açısıyla düşündüklerinden geçmiş tecrübelerine çok güvenirler. Biz nelerini gördük, ben adamı gelişinden gözünün içinden tanırım düşüncesi hakimdir. İnsan Kaynakları Yönetiminin görüşmeci hataları konusundaki bilgi yetersizlikleri nedeniyle sizin tipinizi daha öncelerde şirketinde çalışmış ve zarara uğratmış birisine benzettiğinden tüm görüşme anında bu önyargılı bakış açısının hakim olacağını ve sorularını sürekli eski çalışanın yaptığı hatalarla özdeşleştirdiği konularda yoğunlaştıracağına emin olabilirsiniz. Bu konuların detayları yakında yayınlanacak olan BAYRAMLIK MI? GÜNDELİK Mİ? mi adlı kitabımda açıklanacaktır.

Her iş görüşmesi ; sektör, işyeri, görüştüğünüz kişinin pozisyonu ve sizin durumunuza göre farklılıklar içermektedir. Sabit bir formatı bulunmamakla beraber sizlerin insanı anlama ve doğru anda doğru sorular sorarak görüşme sürecindeki akışı kontrol altına alabilme yeteneğiniz o işe girişinizi kolaylaştıracaktır. İş görüşmeleri de bir anlamda kişinin kendini satışı ise aynı satış ve pazarlama sürecinde işlediğimiz Türk toplumu ve işletme yapılarına özgü tasarladığımız modelleri uygulayarak savaştan galip çıkabilmenizq2 mümkündür.

Sevgi ve Saygılarımla

Murat TAŞKIN
Eğitim uzmanı