- Kategori
- Siyaset
İsrail terörü

Filistin’de yıllardır bir insanlık dramı yaşanıyor. Ortadoğu’nun eli kanlı İsrail Devleti Netenyahu’nun iktidara gelmesiyle birlikte azgınlaşmış, Ortadoğu’da ki işgal ve terör eylemlerini tüm dünyanın gözü önünde fütursuzca sürdürmekten geri kalmamıştır.
İsrail işgal etmiş, dünya seyretmiş, İsrail Filistin’de ve Gazze’de terör estirmiş, Gazze’yi abluka altına almış yine dünya seyretmiştir.
İsrail’in yürüttüğü bu devlet terörüne ise sadece Türkiye ve Türk halkı sert tepki vermiş, Gazze’de İsrail’in uyguladığı insanlık dışı uygulamaları ve ambargoyu delebilmek için olağanüstü çaba harcamıştır.
Gazze’deki Filistin halkına yardım götürebilmek için uzun süredir bir takım çabalar gösterilmekte, bu çabalara rağmen ise olumlu bir sonuç alınamamaktadır.
Daha geçen sene Gazze’ye ulaşılabilmenin önemli yollarından birisi olan Mısır sınırında ki Refahiye geçidinin açılması çabaları sonuç vermemiş, bir İslam ülkesi olan Mısır, İsrail’in baskıları sonucu kapılarını açmamakta direnmiştir.
Üç aydır hazırlıkları yapılan ve önderliğini İHH yaptığı sivil oluşumun yaklaşık on bin ton malzemeyi gemilere yükleyerek Gazze açıklarına ulaşma çabaları ise büyük bir hüsranla sonuçlanmış, İsrail yine devlet terörünü uygulayarak gemilere el koymuş, on Türk vatandaşının da ölümüne neden olmuştur.
Bu olayda önemli ve dikkati çeken konu ise Türk hükümetinin yeterince hazırlıklı olmadığının ortaya çıkmasıdır.
AKP hükümeti her ne kadar bu yardım hareketinin bir sivil hareket olduğunu iddia etse de gerekli tedbirleri alabilir, İsrail nezdinde girişimlerde bulunabilir, ya da konuyla ilgili BM devreye sokabilirdi.
Ancak Hükümet bunların hiç birisini yapmamış, gerekli önlemleri almamıştır. İsrail olay öncesi gemilerin Gazze’ye ulaşmasına izin vermeyeceğini, gerekirse güç kullanarak durduracağını defaten açıklamasına rağmen, Türk hükümeti ve uluslar arası kuruluşlar İsrail’in bu gemilere saldıracağına ve masum sivilleri katledeceğine pek ihtimal vermedikleri açıkça ortaya çıkmıştır.
İsrail’in yardım gemilerine karşı yaptığı hareketin temelinde “bir imaj operasyonu” yatmaktadır. Türkiye’nin Ortadoğu’da parlayan yıldızının söndürülmesine yönelik bir harekettir.
AKP iktidarının Ortadoğu politikalarının iyi tahlil edilmediği, bu bölgelerde geleneksel devlet politikalarının terk edildiği açıkça görülmektedir.
İsrail’in yardım gemilerine yaptığı saldırı sonrası ise tüm dünya bir kez daha gördü ki İsrail devleti terörist bir devlet ve asker sivil bu devlet için fark etmemektedir.
Başbakan ve hükümet yetkilileri olay sonrası yaptıkları açıklamalarda “İsrail’in cezasız bırakılmayacağını” tüm dünyaya ilan etmişleridir.
Türk Hükümetinden hiç kimse bu saatten sonra İsrail’le olan ikili anlaşmaları, askeri, ekonomik anlaşmaları iptal etmesini beklememektedir. İktidarın yapacağı uluslar arası kuruluşları devreye sokarak, bu olay nedeniyle dünyanın dikkatini bir kez daha çekmiş olan Gazze’de ki ambargonun kaldırılmasını, insani yardımların sorunsuz olarak ulaştırılmasını sağlamak olmalıdır.
Gazze’de yıllardır yaşanan insanlık dramına başta ABD olmak üzere tüm dünya seyirci kalmamalı, terör devleti İsrail’e “yeter artık, dur” denmelidir.
İnsanlık ve uluslar İsrail’e haddini bildirmezse bu terörist devlet Ortadoğu’da daha birçok masum insanın kanını içmeye devam edecek, dünyada bu insanlık dışı İsrail vahşetini seyretmeye devam edecektir.
Osman Özeker 05.06.2010