İstiklal marşımız okunurken ıslıklayanlara futbolcularımız alkışlayarak mukabelede bulundular

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçtiğimiz Cumartesi günü beraberinde Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile Ermenistan' a giderek Erivan' daki Milli maçı izlemesiyle ilgili olumlu ya da olumsuz yorumlar bir süre daha devam edeceğe benzemektedir. Kendisi bu ziyareti haklı(gerekli) gösterebilmek için şöyle demiştir:

“Sporla siyaseti karıştırmak gerçekten hoş değil. Ancak bazen spor güzel şeylere de vesile oluyor. Erivan' a gelirken ABD ile Küba'nın 61 yıl sonra ilk kez futbol maçı oynadığını öğrendim. Sorunlar durdukça kronikleşir ve gelecekte daha büyük boyutlarda sonraki yöneticilere ve nesillere ağır yük olur”.

Bu görüşlere ABD Başkanı George Bush da katılmış olmalı ki, 2 Eylül akşamı Gül'le yapmış olduğu telefon görüşmesinde Gül'ün kendisine “iki ülke ulusal futbol takımlarının maçı için Erivan 'a gitme kararı aldığını ve bu vesileyle Ermenistan Cumhurbaşkanı ile de görüşeceğini” söylemesi üzerine “Seninle gurur duyuyorum. Seni bunun için alkışlıyorum” diyerek memnuniyetini belirtmiştir.

Şu bir gerçek ki, uçağının kalkacağı son dakikaya kadar, vatandaşlık bilinciyle Türklük onur ve gururunu ön planda tutan herkes, kafasında cevap bulamadığı bazı sorulardan dolayı bu ziyaretten tedirgindi!. Neydi bu sorular? Cumhurbaşkanı Gül'ün gerek şahsına, gerekse Türk Milli takımı'na karşı saygısızca bir davranış olabilir miydi? Örneğin maçın başlayacağı sırada Hasan Cemal'in yazısında belirttiği gibi “soykırıma uğrayanlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulacak”şeklinde bir anons duyulsa, Türk Cumhurbaşkanı, yanındaki Dışişleri Bakanı ve Milli takım futbolcuları nasıl bir tutum izleyeceklerdi?

Bereket versin ki işi bu boyuta vardırmadılar! Bununla birlikte, aşırı milliyetçi Taşnak Partisinin siyasi yasağı delerek, “3 T li istek” dedirtircesine, “Tanıyın -Toprak ve Tazminat” dövizini gizlice stada sokarak açtığını öğreniyoruz gazetelerden. Bu kadarla kalsa yine iyi de, İstiklal marşımızın okunduğu sırada kendini bilmez bazı kişilerce ıslıklandığını ve Cumhurbaşkanı Gül'ün Ermenistan Cumhurbaşkanını ziyarete gittiği sırada, saray önünde toplanan bir grup Ermenistan yurttaşı tarafından pankartlar açarak protesto gösterisi yaptıklarını, son olarak da, futbolcularımızın zemin kontrolü yapmak için sahaya adım attıklarında, ıslıklandıklarını da belirtmeden geçemeyeceğiz!.

Ermeni yurttaşı bir basın mensubunun ziyaret öncesinde “George Bush' tan daha iyi korunacak” dediğini doğrularcasına, Cumhurbaşkanı Gül ve mahiyetinin 7 bin güvenlik görevlisi tarafından korunduğunu öğreniyoruz basından. Sayın Gül Ermenistan Cumhurbaşkanı'nı 14 Kasım'da Türkiye'de oynanacak rövanş maçına davet ettiğini ve onun da bunu memnuniyetle karşıladığını da belirtelim.

Bir ilkin yaşandığı Erivan'daki futbol gecesinde ne mutlu ki galip gelen taraf biz olduk. O maçta yenilmek gerçekten yıkıcı olurdu Türkiye için. Bu bakımdan başta sayın Fatih Terim'e ve tüm milli takım oyuncularına minnettarız.

Biraz iyimser olmaya kendimizi zorlayarak, dileyelim ki; biz dahil, sağ duyulu herkes tarafından gereksiz ve karşı tarafa, şartlar oluşmadığı bir zamanlamada taviz vermek olarak değerlendirilen bu ziyaret, iki ülke arasında olumluya giden bir yolun kilometre taşı olsun ve Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın samimi olarak değerlendirmek istediğimiz “bu sorunları biz çözecek ve gelecek nesillere bırakmayacağız” şeklindeki temennisine yol açabilsin..!

Elbette ki gerek Ermenistan gerek Kıbrıs ve gerekse de başka ülkelerle sorunlarımızı çözümlemeye çalışırken, sırf “çözülsün de nasıl çözülürse çözülsün” anlayışıyla değil de, ulusal çıkarlarımızı ön planda tutarak verilemeyecek tavizleri vermeden çözüm getirmeye de azami dikkat göstermeliyiz..!