Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İthal edilen hayvanlara ne oldu?

Öncelikle size işin doğrusunu söyleyeyim: Açıklanan enflasyon oranları, efendime söyleyeyim hesaplanan TEFE’ler TÜFE’ler artık beni hiç ilgilendirmiyor; anlamadığımdan falan da değil hani, bankacılık deneyimimin üstüne yıllarca ihracat yaptım dünya ülkelerine, sonuçta…

Sunulan bilgilere değil, gördüğüme inanıyorum artık!

Durum bundan ibarettir!

Çok ilginçtir, geçen sene de öyle olmuştu: Ramazan geldiğinde gerek et fiyatları, gerekse bakliyat, süt ürünleri gibi tüm gıda ürünlerine hatırı sayılır zamlar gelmişti!

Hani, ilk etapta insan sanıyor ki tüm artışlar hipermarketlerin kar stratejileri; yani nasıl olsa alınacak, giydirelim fiyatları gibi…

Lakin zaman gösteriyor ki strateji hipermarketlerin de üzerinde seyrediyor!

Yapışan zam kalıyor!

Geçen sene Ramazan öncesi köfte yapımlık aklı başında bir eti 18,- TL karşılığı alabiliyorken, Ramazan süresinde 26,- TL gibi fiyata çıkmıştı.

Bu Ramazan’da da 35,- Tl’ye…

Bazı indirim günlerini yakalarsanız 29,90 dan da alabilirsiniz, tabii ki; hani yani var ise cüzdanınızda o para…

İnmiyor meret, ama hani canlı hayvan ithal etmiştik!

Hatta çok içerlemiştim, hiç unutmuyorum, besiciliği desteklemek bu kadar zor mudur ki et ithal eder hale geldik diye!

Hatta, biraz da sinirlenmiştim: Türkiye coğrafi konumu gereği tarıma, besiciliğe, balıkçılığa pek uygun bir ülke iken hayvan mı, domates çekirdeği mi ithal edilirmiş diye!

Mesela tütün de ekilmiyor artık doğru düzgün; oysa yıllarca tütün üretmiş bir toplumuz biz! Üstelik Ege tütünü dünya tütün piyasasında bir numaradır, lakin Yunanistan Basma tütününe sahip çıkarken anlamsız bir ısrar ile Ege, yani İzmir tütününü biz bile bile bir kenara attık!

Onun yerine Tekel devredildi, yurt dışı menşeli sigara fabrikaları açıldı, Amerika’dan Virginia tütün ithal ederek üretilen sigaralar piyasaya sürüldü!

Ama neden?

Markalaşmış bir tütün, kilosu nereden baksanız 6,- dolar, niye hem piyasasını hem de üreticilerini öldürürüz?

Verimli topraklarımıza neden mevsimlik domates tohumları eker olduk, mesela bunu da anlamış değilim!

Bu tohumlar bir sonraki yılda kullanılamıyorlar; demek ki genetiği ile oynanmış, zira tohum veren hiçbir canlı durduk yerde vermemezlik etmez!

Ne güzel, hem sağlıksız hem de para eder vaziyetler; iyi de mis kokulu domateslerimize ne oldu?

Çekirdeklerini kim yedi de minnet eder durumda kaldık mevsimliklerine, hem de deli paralar sayarak?

Mesele budur işte!

İthalat bir ülke içinde üretilmeyen, bulunmayan, yapımı sağlanamayan gerekli şeyler için ancak caziptir, diğer türlüsü ben harcamadım al sen harca tarzında gereksiz müsrifliktir!

Trajikomik olan tarafı ise bu işin “Organik Tarım” diye bir kavram oluşturması; Ayol, bir süre öncesine kadar biz zaten tarla işi üretim yapmaktaydık!

İthal tohumlar, ithal hormonlar devreye girdikten sonra eğri büğrü domateslere, biberlere astronomik fiyatlar biçilir oldu!..

Ama, yani neden?

Ülkesel bir stratejimiz yok mudur bu konuda; mesela ithal ettiğimiz gıdalar eğer çürük çarık değilse mümkün değildir ki bizde üretilenlerden ucuz olsunlar!

Diyelim fiyat baş başa geldi, elalemin adamına destek verileceğine kendi üreticimize destek verilmesi gerekmez mi?

Gözlemlediğim bir şey daha var: İhracat yapılan ürünler hızla zamlanıyor! Mesela patates, soğan, domates, biber, falan…

Oysa ihracatın anlamı o ülkede üretilen değerlerin fazlalıklarını yurt dışına satmaktır; yurt içinden kısarak değil!

Yükselen fiyatlar aniden düşüyorsa da korkmak lazım: İhraç edilen ülke ya hormon değerlerini yüksek bulmuştur, ya gıda normlarına uymayan analiz sonuçları mevcuttur!

İlle de halkının sağlığını pek çok önemseyen Avrupa ülkeleri değil, mesela, Rusya’dan da dönen gıdalar imha edilmek yerine halkın tüketimine sunulmuştur…

İthal edilen canlı hayvanlar için kaygılarım varken, et fiyatlarının halihazırda yükselmesi farklı bir kaygı duymama sebep oldu; Onca ithal vergileri ödenen, ihaleler açılan canlı hayvanların etlerine ne oldu?

35,- TL değerinde ithal et mi yemekteyiz, yoksa o etler Ramazan’da iftar çadırlarında mı tüketildi?

İyi de besicilerimizin ürettiği organik hayvanlara yazık değil mi; yoksa organik etin fiyatı da otomatik olarak yükselecek mi?

Sonra… Tekrar bir ithal et ihalesi…

Domates… Patates… Soğan…

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkede ithal balık ihalesi!...

Görürsek şaşırmayalım yani!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..