Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İzmir’de Gündoğdu’da doğduk yeniden

İzmir’de Gündoğdu’da doğduk yeniden
 

Güzel İzmir’e sabah erkenden ulaştık. Yolculuk sırasında konakladığımız yerlerde televizyonlar Gündoğdu Meydanında birikmeyen başlayan o aydınlık kalabalığı gösterince epeyce telaşlanmıştık meydanda yer bulamayacağız diye.

Giriş noktasında uzun kuyruklarda bekledikten sonra güler yüzlü emniyet görevlileri tarafından dikkatle arandık. Biliyorsunuz bu mitinge gölge düşürmek isteyenler artık kimlerse bir gün önce bombalı bir saldırı düzenlemişlerdi İzmir’de. Hiçbir saldırının bu kalabalığı yolundan çeviremeyeceğini anlamamış olmalılar. Aydınlık insanları İzmir’de toplayan ülkünün bir ölüm kalım ülküsüne dönüşmüş olduğunu anlamamış olmalılar.

Ölmek var, dönmek yok.

Bizler Cumhuriyetimizi, laikliğimizi ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünün koruyucusu yurtsever analar bu ülkümüzden asla dönmeyeceğiz.

Bir binek aracına dönüştürülen demokrasi motorunun aldığı yaraları tamir için meydanlardaydık.

Yine meydanlarda olacağız. Samsun’da olacağız Cumhuriyet aşıklarıyla 20 Mayıs’ta. Çünkü Türkiye’de demokrasinin, türbanın ve AB’ye giriş kriterlerinin birer araç olarak kullanılması yoluyla laikliğin bitirilmeye çalışılması bizler için yaşamın bitmesi ile ayni anlamı taşımaktadır.

Geleneksel baş örtüsü ile mitinge katılan analarımız da vardı aramızda türbanlılar bile. Bakınız bir anamız, Atatürk posteri taşıyan başörtülü bir anamız neler söyledi.

“Bu AKP gelmeden biz gavur muyduk da bunlar gelince Müslüman oluvermişiz? Yüce Rabbimle benim arama girmeye utanmaz mılar? Yetti gari. Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya saygımızdan geldik yavrum. İzmir’e giren neferlerimizin ayaklarında yemeni de çarık da yokmuş. Anam söylerken ağlardı. Çıplak ayaklarını sardıkları çaputlar kan içindeymiş. Biz bunları unutmadık. Şimdi böyle kazanılmış toprakları parsel parsel satarlar. Yetti gari!”

Mustafa Kemal Atatürk’ün armağan edip miras bıraktığı Cumhuriyeti, lâikliği ve ulusal bütünlüğümüzü korumak ve savunmak en önemli vazifemizdir özellikle şu günlerde.

Gündoğan’da görkemli bir Cumhuriyet Mitinginin her anını özümüzde de coşkuyla yaşadık.

“Türkiye lâiktir lâik kalacak” sloganlarıyla inledi İzmir semaları. Liderler de oradaydı. Deniz Baykal, Murat Karayalçın, Zeki Sezer , Doğu Perinçek katılımları coşkun sevgi gösterileriyle kutlandı. Nedense Zeki Sezer yapılan çağrılara yanıt verip de ön saflara gelmedi. Arkalarda kalmayı yeğledi. Oysa bu kalabalıklar onu başlarının üzerinde ön saflara kadar taşımaya hazırdı.

“Artık birleşin yarın çok geç olacak.” diye haykıran kalabalıklar bu işin sandıklarda kendilerine düştüğüne de kavramış oldular bu mitinglerde. Bu bakımdan İzmir mitingi bağlayıcı bir kararın alındığı mitingdi.

Mitingin programı çok zengindi. Söylemler son derece dikkatle seçilmiş ve meydanlarda biriken aydınlık insanlarımızın ortak görüş ve kaygılarını yansıtacak, Ulusal Birliğimizi kuvvetlendirip çoğaltacak yöndeydi.

"Güzel Sanatlarda Muvaffakiyet İnkılaplarda muvaffak olduğumuzun kesin delilidir. " diyen bir kaideye oturtulmuş bir anıtın olduğu meydanda sanatçılarımız sazlarıyla sözleriyle, ezgileriyle coşkumuza coşku kattılar. Onların coşkularını ve mesajlarını da daha sonra aktarmaya çalışacağım.

“Hükümet istifa” da en çok haykırılan sloganlar arasına yerini aldı.

Diğer bir slogan da Başbakanı meydanlarda kaç kişi olduğunu saymaya davet ediyordu.

Bu mitingde ilgimi çeken çok önemli bir nokta da "sosyal adaletsizliğe ", "gelir dağılımındaki eşitsizliğe" ve "toplumsal eşitsizliğe" çok önemli vurgular yapılmış olmasıdır. Aydınlık insanları daha da aydınlatan konuşmalar yapıldı. Sunucular ve kürsüye çıkan tüm konuşmacılar çok önemli noktalara öz olarak değindiler.

Medya’nın kendilerini “Kemalistler”i; toplumun ayrı modası geçmiş bir azınlık sınıfı olarak gösterme inadı karşısında "aydınlık" insanlarımız çığlıkları ve haykırışlarıyla Medya’yı da uyardılar. Kısacası ABD nin ve AB nin Cumhuriyet kazanımlarına karşı ve maksatlı dayatmalarını Türk ulusuna bilinçli ya da bilinçsiz enjekte etmeye çalışan Medya da sloganlardan payına düşeni aldı.

Birinci Ankara Tandoğan mitinginden sonra biraz toparlanıp Kemalistler diye sınıfalandırdıkları insanların aslında Türk Ulusu olduğunu ve kendi varlık nedenleri olduğunu anlamış gibi görünen medyanın bu mitinge yaklaşımı nasıl olacak? Şimdiden basma kalıp yazılmış miting haberlerine bakıldığında Medya’nın eski yaklaşımına döndüğünü görmekteyim şu anda. Doğrusu bunu çok merak ediyorum bu yazılar yazarların, habercilerin kendi aldırmazlığından mı, "kraldan fazla kralcı olma heveslerinden mi" diye?

Daha sonra daha geniş kapsamlı bir yazı ile ulaşacağım okurlarıma. Yakında miting fotograflarımız da geliyor. Ara sıra sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın dostlar.

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..