- Kategori
- İzmir
İzmir'e veda etmenin dayanılmaz hüznü

Bu resim için başka söze gerek yok ki.
Her zamanki parlak güneşli sıcak İzmir günlerinden biri, gökyüzü masmavi ve tek bir bulut dahi yok. Sıradan bir gün gibi ama benim için değil işte. Bugün sevgili İzmir'e ve sevgili Karşıyaka'ya veda ediyorum, sessizce. Bazı dost ve arkadaşlarımla vedalaştıktan sonra kentte biraz dolaştım ve ağır adımlarla Pasaport iskelesine yöneldim, deniz üzerindeki terasta son bir çay molası için. Günlerdir ağlamaktan göz pınarlarım kurudu ve artık gözlük arkasına sığınmaya gerek kalmadı. Doya doya seyrettim ebedi sevgilimi. Gözlerimle kentin dört bir yanını defalarca taradım adeta hafızama kazırcasına. Vapur yanaştığında, aydınlık ve güler yüzlü Karşıyaka'lılar yorgun bir iş günü bitiminde evlerine dönüyorlardı, aralarına karıştım ve vapur iskeleden ayrıldı. Körfez ortalarına geldiğimizde, uzaktan doğup büyüdüğüm sahildeki eski evimiz göründü. Uçuşan sarı saçları ile afacan bir çocuk geldi gözlerimin önüne ve " Bir zamanlar Karşıyaka " başlıklı yazımı hatırladım birden. O günlerin Karşıyakası tekrar canlandı hafızamda, o uzak geçmişin anılarına bugün yeni bir sayfa ekleniyordu. Vapurdan inip biraz da çarşıda dolaştım, bir iki dostla selamlaştım, kimseyle konuşacak gücüm kalmadığı için bu işkenceyi daha fazla uzatmadan hızla evin yolunu tuttum
* * * *
Buradaki sayfamda bazen dostlarımla paylaştığım ve sıkça tekrarladığım bir şiirim var, hatırlarsınız. O şiirden bir iki satırı yine paylaşmak istiyorum sizlerle; " Gün vardır yazgımızı biz çizeriz deneyimlerimizle / Gün vardır istediği yöne doğru akar / ve biz sürükleniriz peşi sıra çaresiz." İşte böyle bir sürükleniş bu, çaresiz. Bir haftadır İstanbul dayım.. İzmir, Karşıyaka, çocukluğum ve sonraları, ayrılıp tekrar kavuşmalarım düşlerde kaldı sanki. Önce bu bir şaka, bir iş seyahatindeyim, akşama sabaha İzmir'e, Karşıyaka'ya dönecekmişim gibi gldi bana. Ama gerçek öyle değil tabi, asıl felaket de yüzleşmek istemediğin gerçekle karşılaşınca başlıyor. Toprağında başta sevgili Annem ve bir çok canlarımın yattığı, ailemiz büyüklerinin yaklaşık 120 yıl önce yerleştiği Karşıyaka'dan ve İzmir'den ayrıldım.
* * * *
Bütün bunlar benim her zamanki duygusallığım, istek ve iradem dışında gelişse de bu ayrılığın olumlu ve sevineceğim yönleri de var. Çocuklarım, kardeşlerim çok sayıda dostum yaşıyor İstanbul'da. Muhtemeldir ki ve umarım yeni dostlar da edineceğim; fakat yine de içimden bir ses " böyle olmamalıydı " diyor ve ben o sese engel olamıyorum. Ve biliyorum ki ,Orhan Veli' nin Tren şiirinde olduğu gibi, " ne zaman bir İzmir lafı işitsem, iki gözüm iki çeşme " olacak ve ben bu sızıyı dindirene kadar devam edecek. Sevgili dostlarım, İzmir'i ve Karşıyaka'yı koruyun ve beni unutmayın...
http://www.Antoloji.Com/enfal_torun