Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '09

 
Kategori
İzmir
 

İzmirli "özgür kızın" ölümü!

İzmirli "özgür kızın" ölümü!
 

Milliyet.com.tr'den..


Ölümle hesaplaşma olmaz ama genç ölümünün insana dokunmaması da mümkün değildir. Yunus'un dediği gibi genç ölümleri "göğ ekini biçmeye" benzer.

Ne var ki "ölüm biçimiyle" hesaplaşmak mümkündür. İnsanlarınızın, özellikle de gençlerinizin nasıl öldüklerini, nelerin onları ölüme sürüklediğini düşünüp, tartışıp toplum olarak kendinizle "heşaplaşmak" zorunda olmalısınız. Ölümlere ağıt yakmak, "yazık olmuş pek de genç ve güzelmiş.." diyerek geçiştirmek, o ölümlerin üzerinizdeki sorumluluğunu azaltmaz.

İzmirli "özgür kız" ın ölümüne geçmeden önce dün şahit olduğum bir olayı anlatayım: Üçkuyular iskelesinin önünden Turkuvaz'a doğru giden caddede eşimle birlikte yürüyoruz. Vapurdan indiğini sandığım bir motor, o bildik gürültüsüyle dikkatimizi çekti. Motor birden bire büyük bir hızla atıldı yola. O anda motorlu gencin arkasında oturmakta olan kız, motordan geriye doğru savruldu. Yerde bir kaç takla attıktan sonra, yavaşça kımıldanarak doğrulmaya başladı. O sırada motorcu tam gaz yoluna devam ediyor. Ben, sesimin çıktığı en yüksek oktavla bağırdım, "kızı düşürdün" diye. Nihayet, motorcu genç elli metre kadar ileride dönüp arkadaşının yanına koştu. Allahtan ki, kavşakta henüz yeşil ışık yanmadığından motorun ardından gelen araç yoktu. Eğer olsaydı bu gencecik kız ezilip gitmişti.

Oradaki tersanede görevli orta yaşlı biri, özellikle geceleri tenha olan o caddeden sarhoş motorcuların sabaha kadar yüksek hızlarla geçip durduklarından şikayet etti.

Bir genç ölümüne şahit olmamıza ramak kalmıştı. Böyle durumlarda insan, ister istemez kendi çocuklarını düşünüyor. O kız, benim kızım da olabilirdi.

Bugünün gençliğinde bir "boşluk" var ve biz bu boşluğu dolduramadık. Bütün dünyada gençlik böyle, diyerek kendimizi avutmayalım. Bizim bir örfümüz, bir inancımız bir geleneğimiz ve bunlardan kaynaklanan bir "yaşama biçimimiz" vardı. Bu yaşama biçimini ne yazık ki, gençlerimize yeterince aksettiremedik.

Şimdi, sarhoş olduğu için terastan düşürek mi, yoksa bilerek atladığı için mi öldüğü henüz kesinleşmemiş İzmirli "özgür kız" yakıştırmalı Duygu'ya getirebiliriz sözü. Bu kızımız, geçen yıl Güzelyalı'dan çırılçıplak denize girdiği için bu "ünvanı" almış. Üstelik, kendisini derdest etme isteyen polislere bir de "siz giyiniksiniz diye adam mı oldunuz" babından "felsefi" laflar etmiş..

Ama gelin görü ki, bizim "modernleşme hastalığımız" çırılçıplak denize giren kıza, "evet , evladım giyinmek insani bir olgudur" demek yerine, büyük ihtimalle psikololojisi bozuk bu kızımızı "özgür kız" ilan etmemize neden oluyor!!

Adeta, başka kızlara da "sen de böyle özgür ol" mesajı veriliyor.

Bir toplum çocuklarını işte böyle kaybeder. Onları, kendi "yaşama tarzı" nı aşılamak yerine, modernliğin vıcık vıcık çamurlu hayatına itilemek suretiyle..

Münevveri kesip parçalayarak çöp tenekesine atan "genç" de bu ülkenin gencidir. Ama bu ülkenin "değerlerinden" çok uzak bir gençtir. Yine bu ülkenin bir genç kızını katlettikten sonra, bedeniyle başka memleketlere kaçmadan önce ruhuyla ve kişiliğle "başkalaşmış" bir gençtir.

Dikkat edin! Ne yapmak istediğimizi bilmeden, neye karşı durduğumuzun farkında olmadan, gençliğimizi "ölüm çukurlarına" iteliyoruz. Onları, kendi manevi iklimlerimizde değil, maddiyatın çorak zemininde yaşatıyoruz. Onlar da birer birer çürüyor, dökülüyor.

Aslında onları biz öldürüyoruz!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..