- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Kabul ediyorum! Ben de kapitalistim bundan sonra! Hadi bakalım!

Zaman alış veriş zamanı , ruhumuzu huzura erdirmek için harcama yapmamız gerekiyor, 1980 sonrası aşılanmış olan harcama psikolojisine kapılmış giderken mutlaka bir yerlere toslayacağız. Aslında sorun üretmediğimizi harcamamızdan geçiyor.
Yıllardır gündemimizde olan bir konu kredi kartları. Kredi kartı mağduru kişiler , herkes çığlık çığlığa bağırıyor, beni bankalar mağdur etti. Bir de konuyu bankacıların karşılaştıkları ile anlatmak geldi benimde aklıma. Hep mağdurlar isyan ediyorlar ya! ve bankacı da ; gaspçı, hain , harcama teşvik eden olarak görülüyor. Oysaki enflasyonun tek haneli rakamlara inmesi ile birlikte bireysel olarak kişilerin harcama dürtüsü artar , buna itirazları olanlar var ise ekonomi okumalarını tavsiye ederim. Eğer siz fazla faiz ödemeyeceğinizi bilirseniz kendinizi güvende hisseder ve yorgandan dışarı ayağınızı hafifçe çıkarırsınız ama eğer dizinize kadar bacağınızı çıkarmışsanız donma kararı sizindir. Bu nokta da bacak buzla ovulur ve siz ya kazanırsınız ya da kaybedersiniz.
Gelelim bankacıların karşılaştıklarına, onlar tu-kaka konumundalar mutlaka ki , çünkü vermek istenilmeyeni aldıkları için ve üstelik bunu kanunların kendilerine sağladıkları çerçevede yaparlarken tehditler üzerine tehditler alanları yok mu sizce?
Kredi kartı müşterilerinin bankaya kredi kart bedelini geciktirdiğinde en kolay kaçma yolu nedir biliyor musunuz? ‘EKSTRE bana ulaşmadı?’ soruyorsunuz, imzaladığınız slipleri sakladınız mı , cevap ‘ha evde duruyorlar!’ peki onları topladınız mı ne kadar tutuyor, bilmem toplamadım. Takip yok. Bir yerlere bir şeylere imza atarken neye imza verdiğimizi bilmeden imzalamanın bir göstergesi, üstelik bu bir borç , bir ödünç alma , size bir aylık bir opsiyon tanıyan, oysa ki diğer ay gelipte esktre gelmediğinde banka sorumluluğunu bilipte göndermedi deyip kaçma yolu bulmuşuz kendimize. Peki güzel banka hatalı. Siz yeterince dürüst müsünüz ? Bankaya değil kendinize? Arkadaşınızdan aldığınız bir parayı ödeme günü geldiğinde unutuyor musunuz? Sorun takipsizlik. Harcamaları takip etmemek, yorgandan çıkan kısmı görmezden gelmekle alakalı, akıllı olarak kullanıldığında faydası olacak enstrümanların bu şekilde kaçış yolları aranması tuhaf geliyor bana. Üstelik kredi kartı mağdurları o kadar çok olduğundan , hemen herkes mağdur konumunda olduğundan banka şubelerine geldiklerinde her türlü saygısız kelimeyi çalışanlara sarf etme haklarını da kendilerinde görebiliyor olmaları daha bir içler açısı ülkemde. Tüketici hakları var , onları kullanmaları çok doğal , ama saldırı hakları bence biraz irdelenmeli, agresif ve sıcak kanlı Akdeniz insanı özellikleri banka şubelerinde bugünlerde binlerce kavga ve sorun olarak karşımıza çıkıyor. Pek muhterem saygıdeğer a.t.o başkanı halkı bilinçlendirdi , öyle ki şimdi neredeyse halihazırda yapılmış harcamaları bile ödeme noktasına geldi insanlar. Piyasa ne yazık ki kredi kartları ile dönüyor, kartla yapılan alışverişlerde satıcı vergi kaçıramıyor oysa ki! Bence her alışveriş kartla olmalı! Özel hastane de ameliyat mı olundu , harcama karttan geçsin profesör bey vergi levhasına yansıtsın! Vergi matrahı asgari ücretlinin altında kalan her serbest meslek sahibinin acilen yakın takibe alınmasını istiyorum. Bunca yük bizlerin omuzlarında iken diğerlerinin bu kadar el kol sallayarak gezmelerini hazmedemiyorum.
Kredi kartı mağduru olduğunu söyleyen bir çok kişi kredi almak için geldiğinde bankalarda vergi levhalarının matrahsızlığına alenen ve hiç çekinmeden ‘ biliyorsunuz işte matrahı düzgün göstermiyoruz !’ demeyi biliyor. Ben gibi ücretli çalışanlardan maaşımızdan %25 gibi bir rakam anında kesiliyorsa , meslek gruplarına göre minimum vergi ödeme zorunluluğu getirilmesi şart diye düşünüyorum. Zarar beyan edenlerinde neden zarar ettiklerinin makul ve mantıklı bir açıklaması olmadıkça onlara da bu minimum vergi uygulanması taraftarıyım. Sorun bankaların kredi kartı veriyor olması değil sorun ülke olarak her şeyin en azını nasıl öderiz mantığı ile hareket ediyor olmamızda, çok doğal herkes daha zengin daha zengin daha zengin olmak istiyor bu ülkede, fırsatlar ülkesi değil fırsatçılar ülkesi olmuş durumdayız. Ama özde hiç kimse vergi kaçırmıyor, özde hiç kimse harcamıyor bankalar harcatıyor, özde herkes dürüst .
O kadar dürüstüz ki, mal varlıklarımızı hukuksal davalarda kaçırabilmek için eşlerimizden boşanıp , dini nikahlarla yaşıyoruz. O kadar iyi niyetliyiz ki ailemizi korumak için bunları yapıyoruz. Konut kredi faizleri düşük diye , eş ve akrabalar arasında sahte satışlara gidip bunları bankacılara yutturmaya çalışıyoruz, fark edilince de kavga ediyor kızıyor bağırıyoruz, bir çaresizlik bulutuna girerken nereye yürüdüğümüze bakmıyor da bulut içinde elimizle kimi yakalarsak ondan hırsımızı alıyoruz.
ÖZÜ SÖZÜ DOĞRU BİR TÜRKİYE İSTİYORUM ! SUÇ MU? O ZAMAN ATIN PARMAKLIKLAR ARDINA HAZIRIM.
Bir örnek daha vereceğim , kredi kart bedelleri hakkında son zamanlarda yayınlanan yazılar , herkes ben ödemem , asla ödemem tarzında çok rahat konuşuyor, ödemeyin o zaman , neden kavga ediyorsunuz , niye bankacıya hakaret ediyorsunuz, bankalara bu hakkı sağlayan devlete karşı çıkmak konusunda tüketici birliği nerede ? o neden izliyor? Biri bir dava kazanmış , örnekmiş bilmem ne, herkes avukat modunda , herkes ekonomist, herkes en cevvalinden hak koruma savaşında iyi güzelde usülünde itiraz denen bir şey var, müşteri velinimet olabilir ancak kimsenin kimseye kaba davranmasını ve gaspçılıkla suçlamasını gerektirmiyor , çünkü devlet bu hakkı banka denen TİCARETHANE’ ye resmi olarak veriyor ise, olayın gasp ya da hırsızlık yönü yok demektir. Yoksa devlet hırsızlıkları teşvik mi ediyor? Eğer öyle ise başlangıçta bence şu vergileri düzenlenmesine bir eğilsek elbirliği ile ?
Eminim iki yılda dış borcu öderiz, ve eminim zengin- fakir kutuplaşmasına dur demekte buradan geçiyor!
Aynaya doğru bakmak ve dürüst olmaya davet ederim herkesi.Kardelen Ayşe ‘yi izliyoruz hergün ama o hala vekil öğretmen , sonuç okuttuk iyi karnı tok mu? 3000 ytl kazanıyor olsaydı kaç kardelen kurtarmaya çabalardı acaba?
Neyse sonuç işte sıfıra sıfır elde var sıfır , boş laf benimkiler