- Kategori
- Deneme
Kaç çiçek soldu, hani bu sondu!

Kadın olmak,
birileri seni adlandırmadan,
istediğin gibi yaşamak için
bir yol bulmayı
belki de
toplumun sana dayatmalarına karşı
bir duruş sergilemeyi gerektiriyor.
Zeki insan,
her şeyi bilinçli yapar
yeri gelir
kendine deli olmak için bile izin verir.
Bir kez
deli olduktan sonra
her şey daha kolaydır çünkü
Ölüm yıldönümüydü 17 Şubat .
Aysel Gürel
nam-ı diğer Deli Aysel..!
Deli olmanın bütün özgürlüğünü
sonuna kadar kullanan nadir insanlardandı O..
“Ne hayal ne de gerçek
Engel mi kanatlanmadan uçmaya”
diyerek
peruğuyla, makyajıyla, hareketleriyle
hayalle gerçek arası bir yanılsama yaşatmıştır hem kendine, hem bize..
Biz keşkelerimizin sınırını geçemezken
onlardan ürkerken
O çılgınlık, uçukluk boyutundaki her yaşanmışlığın peşinden koştu .
Hayatı birkaç renkten ibaret yaşayanların aksine
gök kuşağının bütün renklerini barındırıyordu Deli Aysel
kalıplara sığmayan bir sıradışılıktaydı.
Müjde Ar annesi için bir röportajda “Önceleri çok utandım annemden, sonra bütün bu yaptıklarının bilinçli olduğunu gördüm. Az bile yaptı. Helal olsun” diyordu.
Kıvrak zekâsıyla, büyüleyen şarkı sözlerine imza atan Aysel Gürel’ in
Eserleri arasında;
Sultan Süleyman
Firuze
1945…
Daha niceleri var.
Ve gerçek bir yaşam öyküsü olan
“Ünzile”…
Bir tiyatro turnesinde yolu ,
Anadolu’ da bir köyde Ünzile’ yle kesişir.
Bir kaç koyun karşılığı
çok ufak yaşta evlendirilmiş
baskılardan kaderine razı bırakılmıştır Ünzile..
Ve o küçük kadının hikayesinden çıkardığı bu dizeler…;
……
Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk hem de kadın
Onikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı
Hiç birşey sormuyor
Korkar durur gitmez
Köyün en son çitine
İnanır o sınırda
Dünyanın bittiğine
…
Ünzile’ ler….
Hiçe sayılmış diğer yaşamlar…
Seyirci kalıyoruz bu çocuk kadınlara
seyirci kaldığımız diğer tüm yaşanılanlar gibi.
Ellerimizde çay fincanları ile
haklarındaki haberleri,
gazete veya televizyonlarda izlerken
dramların kahramanlarını ve çektikleri acıları
katık yapıyoruz attığımız şen kahkahalara .
Bizim bu ilgisizliğimiz
bir susuş veya sineye çekişten ziyade
o çok önemsediğimiz
Ama bütünün içinde bir hiç olan
Günlük rutinlerimizde boğulma hali.
Çok hassas, çok duygusal, çok düşünenlerimiz bile
normalleştiriyoruz
kanı, acıyı, şiddeti
tepkisizliğimizle..!
Oysa bir yerlerde
şimdi
biri
bir anne, bir genç kız
bizden biri yani
ölüyor, şiddet görüyor
Üçüncü sayfalara konu oluyor
sözler kifayetsiz
ve Aysel Gürel yine sesleniyor
Ümit öylece kaldı da
Ümit edeni söyle kim aldı
Kaç çiçek soldu, hani bu sondu ..!