- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 2369
Kadının gücü

Hayatın gidişatını belirlemekte kadınlar erkeklere göre daha çok etkendir. Şuanda kadınların ve dünyanın durumuna bakınca bu söz biraz havada kalıyor görünebilir.
Dünyayı erkekler yönetiyor eğer kadınlar yönetseydi çok daha güzel olurdu, denilebilir. Güç şuanda erkeklerin elinde, o yüzden dünyada bu kadar çok savaş ve kötülük var da denilebilir.
Bu sözlere doğru olarak görünmekle beraber ben yine de şu anda da dünyayı ve hayatın gidişatında kadınların daha fazla sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadınlar erkeklerden çok daha güçlüdür. Ellerindeki gücü kullanamıyor olmaları onların güçsüzlüğünden değil sadece farkında olmamalarındandır.
İlk etpata gücün tanımını yapmak gerekiyor. Güç kavramının bir çok tanımı olmakla beraber genel olarak; bir olaya yol açan veya engelleyen etki diye tanımlayabiliriz.
Kadının gücü ne zekasında, ne güzelliğinde, ne de fiziğindedir. Kadının asıl gücü duygularının yoğunluğundadır.
Artık bilimsel olarak da duyguların gücü açıklanmıştır.Bir düşünceye veya isteğe ne kadar duygu katarsak o düşüncenin gerçekleşmesi o oranda hızlı olur. Bir düşüncenin hayata geçmesinde duyguların rolü bu kadar yüksekse, kadınlar da erkeklere oranla daha duygusal ise o halde kadınlar bu güçleri ile istedikleri herşeyi yapabilirler.
Peki kadınlar bu güçlerinin farkında mı?
Ne yazık ki kadında olan bu gücün farkında olan kadınlar değil erkekler. Yüzyıllardır bu güçten koktukları için kadınları kapatıp yoketmeye ve özgüvenlerini sıfırlamaya yönelik davranışlarda bulunmuşlar. Kadınların gücünün etkisiz hale getirmenin bir diğer yolu ise, modernlik adı altında kadınları erkekleştirmeye veya metalaştırmaya yönelik tutumlardır.
Bir taraf kadınları değersizleştirmeye çalışırken diğer taraf güya kadını yüceltmek için kadınlığı, cinsellik ve erkeksi güç alanlarında yoketmeye çalışmaktadır. Kadınlara hakettikleri değeri veriyoruz derken, aslında yapılmaya çalışılan şey kadının en güçlü silahı olan duygularının köreltilmesidir.
Dünyayı duygular yönetir, kadında duygu gücü daha fazla olduğuna göre dünyayı kadınlar yönetir diyebiliriz. Şu andaki dünyanın durumunun kötü gidiyor olmasını kadınların bu gücünün farkında olmamasına ve köreltilmesine bağlayabiliriz.
İnanıyorum ki dünyayı yine kadınlar kurtaracak. Bunun için illa da yönetime gelmeleri, erkeklerle aynı alanda güç savaşı yapmaları gerekmiyor. Sadece kendisinde olan ve kimsenin elinden alamayacağı gücünün farkına varması ve sahip çıkması gerekiyor.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Sanırım tam olarak demek istediğimi aktaramadım. Kaba kuvvetten hiç bahsetmedim ben hiç. Belirttiğim, otorite kurmak için gereken güç idi. Bazen acımasız olmak gerekmektedir. Bu, doğanın bir gereği olarak her zaman önümüze çıkan bir gerekliliktir. Eğer yönetici olmak istiyorsanız bunu yufka yürekle değil, taşlaşmış bir yürekle yapabilirsiniz. Bu benim de tasvip ettiğim bir kural değildir ama gerçek budur. İşte, kadın doğası bunu kabullenemediği için dünyayı yönetecek gücü elinden kaçırmış oluyor. Otorite kurmak için ise ana yüreği (yufka yüreklilik) bu duruma engel olur her zaman. Kasdetmek istediğim bu idi. Keşke sizin dediğiniz gibi olsa da, o pamuk yürekli analar dünyayı yönetse. Bunu tüm kalbimle ben de desteklerim.
Behram Su 06.08.2010 14:58- Cevap :
- Şuandaki sistemde sizin dediğiniz geçerli, ammavelakin bu erkek sistemi. Ben ise kadınların erkekleşmeden sadece duygularını yaşayarak dünyayı değiştirebileceğini düşünüyorum. İdareyi ele almadan, yönetime geçmeden sadece kadınlığa has olan duygu gücünü kullanabilmeyi öğrenmesi yeterli. Umarım bir gün bu dediklerimiz gerçekleşir. ben olacağına inanıyorum:))) Selamlar.. 06.08.2010 21:16
Erkeği doğuran anadır. Evladının kulağına hergün olmasını istediği şeyi fısıldasa bile yeter. Erkeği daha bebekken ele geçirir. İstese tüm dünyayı parmağıında oynatır kadın milleti. Fakat ana yüreği denen şey buna engel olmakta. İşte bu yufka yüreklilik, bahsi geçen gücün farkında olsalar bile, engel olacaktır liderlik koltuğunu ele geçirmeye. Hem lider hem de güç sahibi olacaksan yumruğunu vurdunmuydu titretmelisin alemi. Bir kadında nerde o yürek:) Ondaki yürek pamuk gibidir. Yumuşacık. Dişi kuş sadece yuvanın kaba inşaatını yapar. İnce işler erkeğe aittir. O yüzden de kırılır dökülür kısa zamanda. :) Ve neden hiç kadın peygamber yok? sevgiyle
Behram Su 03.08.2010 10:02- Cevap :
- Kadının gücünün kaba kuvvetle çok da ilgisi yok.. Erkeği doğuran kadın eğer kocası tarafından ruhsal, fiziksel, duygusal ve zihinsel açıdan tatmin olmuşsa oğlunun kulağına fısıldamasına bile gerek kalmadan çocuk herşeyi anlar zaten. kadının gücü olarak bahsettiğim şey tam da bu yufkayüreklilik olarak adalndırdığımız sevgi merhamet vs..kadın bunları kaybettiği zaman gücünü de kaybetmiş oluyor zaten. erkeklerin dünyasına girip erkek gibi mücadele etmek zorunda hissediyor ki bu tamamaen yanlış bence. Kadınlık özelliklerini kaybetmeden kadın gibi mücadele etmeye başardığı zaman çok daha güçlü olacaktır. 03.08.2010 17:32
Nazmiye hanım,yazınızı çok ilginç ve haklı buldum.Ancak 2.yorumunda bir erkekten gelmesi beni biraz şaşırttı açıkçası.Doğanın yapısı gereği birçok türde dişi-erkek denklemi bulunmaktadır.Bu denklem her türde geçerliyse de evrenin bize bahşettiği Güneş olmadan hiçbir canlı yaşayamaz.Dünyadaki her eşitlik bir başka etkene bağlıdır.Oksijen yoksa su da olmaz ateşte mesela.Dünyayı kadınlar değil şiirlerde,şarkılarda olduğu gibi güzellik kurtaracak,sevmekle başlayacak herşey.Eğer erkekler dişilerini severlerse (ki gerçek sevgiden bahsediyorum)denklemin forrmülasyonu tamamlanır.Yani gelir seviyesi,yaşam kalitesi,coğrafi şartlar,dil,din,ırk,mezhep,toprak,su,güneş,osijen,tahta(tahta mı?)şaka bir yana bahsettiğiniz duygu yoğunluğu bile birçok etkene bağlı.En çok da erkeklerin dişileri gerçekten,yürekten,gönülden sevmeleri ve bağlı kalmaları diye düşünüyorum.Yazınızın aslında MB yazarları tartışıyor kategorisinde yeni bir başlık da açacak kalibrede.Saygılarımla.
Ahmet AYDIN 03.08.2010 1:08- Cevap :
- Temelinde kadının mutluluğuna bağlanıyor herşey:)) Kadın sevilirse mutlu olur, mutlu olursa da mutlu eder:)) Çok teşekkür ederim..Saygılar.. 03.08.2010 17:27
karnından sıpayı sırtnda sopayı eksik etmeyeceksin demiş atalarımız.. vardır bi bildikleri :)) Sevgi, hürmet ve muhabbetle
Murat HACIOĞLU 01.08.2010 20:54- Cevap :
- Başka türlü başa çıkamayacaklarını biliyorlarmış da o yüzden:)))) Selamlar.. 01.08.2010 21:07