- Kategori
- Ruh Sağlığı
Eski ben
İki gündür aklım hep geçmişe gidiyor nedense..Eski ben ile şimdiki beni karşılaştırıyorum ve açıkçası çok da memnun olamıyorum..Şimdi zihinsel olarak öğrendiğim herşeyi ben daha önceleri zaten uyguluyormuşum, onu farkettim. Mesela ilk araba almaya karar verdiğimde sürekli kendimi araba kullanırken görür, dışarıda araba kullanan kadınlara bakar ve kendimi onların yerine koyardım..Bir süre sonra da arabayı almıştım.
Sülanenin en delibozuk üyesiydim. Aklıma koyduğum herşeyi mutlaka yapardım, çok cesurdum, ailemizdeki bir çok ilki ben yapmışımdır.
Daha çok aynaya bakardım; hatta öyle abartmıştım ki otururken mutlaka ayna elimde olurdu ve ben direkt gözlerime bakardım, ta ki görüntü anlamsızlaşana kadar..
Daha çok gülerdim, öyle ki gülme sesimin sokağın başından duyulduğunu söylerlerdi (abartı tabi).Yarım saat gülmesem hasta olduğumdan şüphelenilirdi.
Yalnız başıma gezmeyi ve sokaklarda kaybolmayı severdim.
Evden çıkıp ilk otobüs hangisi ise ona binip giderdim,
Allahın sevgili bir kulu olduğuma yürekten inanır, O!nun beni mutalaka koruyup kolladığına güvenirdim.Çok daha özgürdüm..
İnsanların hepsini iyi olarak görürdüm ve "ben kimseye kötülük yapmadım ki başkası bana yapsın" diye düşünürdüm..
Son iki gündür kafama takılan soru şu; Ben ne zaman değiştim?.Eski cesaretimi ve güvenimi ne zaman kaybettim ki şimdi onu bulmak için bir sürü çalışmalar yapıyorum.
Ben gerçekten Allah a güvenmeyi ne zaman bıraktım?
Yaşadığım olaylar bir bir gözümün önünden geçiyor..Mesela ilk erkek arkadaşımdan ayrıldıktan sonra mı? Hayır diyor iç sesim.Belki fitili ateşleyen o olmuştur ama o zamanlar yine de güvenirdim. Yaşadığım herşeyin benim için bir ders olduğunu, iyi veya kötü öğrenmem gereken bişeyler olduğunu bilirdim..Acı çeksem de, " ben bu olayı neden yaşadım?" Diye kendime sorup araştırmaya ilk o zamanlar başlamıştım..
Abimle olan kavgalarımız mı? O da değil, onlar beni daha hırslı yapmıştı..Ona inat istediğim herşeyi yapıyordum..Belki de o öldükten sonradır, artık inat yapacağım kimse olmadığı için..
İkinci erkek arkadaşımdan sonra mı? Hani şu çok ama çok sevdiğim, yanında iken kendimi bulutların üzerinde hissettiğim, hiç konuşmadan bile anlaşabildiğim, yanında kendimi dünyanın en şanslı insanı hissettiğim..Aslında onu da çekim yasasını çalıştırarark çağırmıştım.. Gece gündüz ağlayarak dua etmiştim.. Ben onu çok seviyorum diyerek.Sonunda istediğim olmuştu ama istemediğim gibi bitmişti.Hayatımın inişe geçen zamanı, o zaman mıydı acaba?
Evet diyor iç sesim. Onunla birlikte hayata küsmüştüm, nasılsa hiçbir istediğim olmuyordu.
Ve bir de annem tabi ki. Hiç bir zaman mutlu edemediğim, onun istediği gibi bir kız evladı olamadığım annem.İşte o zaman bir karar vermiştim şimdi hatırlıyorum. "Madem ben mutlu olamıyorum, artık annemi mutlu edeyim bari" demiştim..Ondan sonraki 2 yıl hemen hemen hiç evden dışarı çıkmamış ve onları mutlu etmeye çalışmıştım..Ama bunun yanlış olduğunu sonradan anladım çünkü bir türlü mutlu olmuyordu. Ne yaparsam yapayım, annemi mutlu edemeyeceğimi anlamam, 3-4 yılımı aldı..
Daha sonra "madem onları da mutlu edemiyorum o zaman kendi istediğim şeyleri yapayım" dedim ama bu arada bir de baktım ki, hayatımda istediğim hiçbirşey kalmamış. Ben kendimi bir anlamda yoketmişim..
Ondan sonraki arayışlarımın temelinde aslında ne istediğimi bulma isteği vardı..Ben hayattan ne istiyordum? Beni heyecanlandıracak ve hayata bağlayacak bir tane bile istek bulamadım, ta ki NLP kursuna gidene kadar..Orada ben bu işi yapmak istiyorum diye ilk defa bir istek belirmişti içimde. Arabayı aldığım zaman ki heyecanı ilk o zaman hissetmiştim..
Biraz daha derine inince aslında bunu da kendim için istemediğimi farkettim. İstiyordum ama temelinde başka insanlara yardımcı olma isteği vardı. Yine tamamen benim için olan bir istek sayılmazdı..
İki gündür neden bunları düşünüp duruyorum? Çekim yasası ile ilgili bir sürü yazı kitap vs okuyorum baktım benim istediğim hiçbirşey yok..Oysa eskiden nasıl tutkulu bir insandım..Şimdi de istediğim herşeyi elde edebileceğimi biliyorum ama ne istiyorum?
Beni heyecanladıracak, yaşama sevinci verecek, hayatımı anlamlı hale getirecek bir istek..
Bu tarif ettiğim mutluluğu, sadece insanlara bişeyler anlatırken veya kendileri ile ilgili birşeyi farketmelerinde vesile olduğum zaman hissediyorum..O zaman gerçek isteğim bu mudur?
Büyük ihtimalle öyle ama niye hala bir yanım "başka şeyler de var "diyor. Yoksa sadece kendim için bişey istemek mi bana zor geliyor..Umudumu mu kaybettim yoksa? Ya da haketmediğimi mi düşünüyorum? Ya da, ya olmazsa mı diye korkuyorum? Ya da, ya da, ya da..