Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '13

 
Kategori
Kültürler
 

Kadınlara Uygulanan Bu İnsanlık Ayıpları Nedir?

Kadınlara Uygulanan Bu İnsanlık Ayıpları Nedir?
 

anadolu kadın figürleri


Anadolu’da Kadın

Sekiz Mart Dünya Kadınlar Günü’ne iki gün kala; ilk kadınlar ne yapıyorlardı düşüncesi içinde araştırmaya başladım. İlk kadınlar derken eskiçağlardan süre gelen kadınları kast ediyorum. Araştırma sırasında kadınların dünya kuruldu kuralalı önemini gördüm.

M.Ö. II. Bin yıl başlarında kadın bir hayli önemli üstelik bir çok anlamda önemli. Sosyal yaşamda önemli olduğu kadar hukuktada önemli.

Asur ticeret kolonieleri zamanına ait tabletlerde ve Hitit İmparatorluğunun çivi yazılı tabletlerinden edilinenler:

Anadolu’da,  Mezopotamya’da olduğu gibi şehir beylikleri bulunuyormuş.

Bunların bazıları büyük prensliklermiş.

Bu dönemlere ait bulunan tabletlerde ilk göze çarpan o dönemlerde köleliğin bir hayli fazla olduğu ve kölelikten sıkça söz edildiği. Kadın ve erkek kölelerden... O dönemde kölelik bir kurum.

Hürler ve köleler olarak insanlar iki sınıfa ayrılıyorlarmış.

Bir çok şekilde köle olunuyormuş.

Borç yüzünden köle olanlar çokmuş.

Bir anlatı da(tablet)

Kendisine Memleket kadını denilen Şatahşar adındaki yerli Anadolu kadını, borcunu Harihari bayramında ödeyeceğine dair senet vermiş.

Bu da kadının sözünün geçerli olduğunu gösteren bir belge...

O dönemlerde kadınlar eşlerine, kardeşlerine yardım ediyorlarmış. Kadınlar önemliymiş ki erkekler onlara mektuplar yazıyorlarmış. Yine erkekler kadınlara mektuplarla evlenme teklifinde bulunuyorlarmış. Bunlar önemli detaylar.

Anadolu’da kadınların, İş hayatında olduklarını da yazıyorlarmış.

Bir başka anlatıda(tablet)

Asurlu yerli kadın eşi iş seyahatindeyken yerine bakıyor ve alışveriş mukavelesi yapabiliyormuş.

Bunun anlaşılmasının en canlı örneği de bu tabletlerde kadınların şahsiyetlerine temsil eden mühür baskılarının bulunmuş olmasıymış.

Bu da kadının özel mülkiyet hakkı olduğunu gösteriyormuş.

Bir başka tablet anlatıda:

O zamanlar garip adetler varmış. Kadın borcunu ödeyemediği takdirde esire olacağına dair garanti veriyormuş. Buda o kadının satılacağını gösteriyormuş.

Bir başka senette:(tablet)

Bir kadın, borç aldığı gümüşü ödeyemediği takdirde esire olacağına dair senet vermiş.

Böyle bir çok örnekler olan tabletlerde insanların satıldığı anlaşılıyormuş.

Burada özellikle belirtilen satılanların sadece kadınlar olmadığıymış. Erkek kölelerin daha kıymetli olmalarının sebebi de onların güçlü olmalarından kaynaklanıyormuş. Erkek köleler kadın kölelerden daha pahalı çünkü daha ağır işlerde çalışabiliyorlarmış. Bu kadınların sadece ev işlerinde çalıştığını göstermiyormuş tabi. Kadınlarda tarlada, bağda bostanda çalışıyorlarmış.

Birçok senette kadın kendi isteği ile senet vermiş.

Borcunu veremediği takdirde tarlada çalışacağına, köle olacağına, ağır işlerde çalışacağına dair senetler veriyorlarmış.

O dönemlerde hukukta da kadının ismi geçiyor.

Bir örnekte:(tablet)

Asurlu bir tüccar ayrılmış olduğu yerli eşinden olan üç oğlunu geri almak için mahkeme açmış.

Bu da kadının hakkı olduğunu, istediği takdirde boşanabildiğini ve hatta çocuklarını da aldığını gösteren belge…

Enteresan bir belgede de; yerli bir cariye ayrılmış olduğu Asurlu efendisine nafaka davası açmış.

Bir başka önemli konu:(tablet)

Asurlu tüccarlar, Anadolu’lu kadınlarla evlenmek istediklerinde en önemli olayın töreler olduğunu biliyorlarmış. Töreler çok ciddi uygulanıyormuş. Töreler bir çeşit kanun niteliğindeymiş.

Bu törelere göre evlilik bozulursa, ayrılan karı koca yani her ikiside evlenme kurumuna 5 mine gümüş ödüyorlarmış.

Kadın ödemez, erkek öder diye bir adet ya da töre yok.

Kadın hakkını alabildiği gibi, kadın haklı olarak aldıklarını da vermek durumunda kalıyor.

Kadın ve erkek arasında bu tür olaylarda asla bir ayrım yapılmıyor.

Anadoluda böyle iken:(tablet)

Mezopotamya yasalarında Sümerlerde ve Asurlularda izdivaç kadını satın alarak oluyormuş. Bir mal gibi, bir eşya gibi kadın satın alınıyormuş.

Kızlar evlendikten, eşleri tarafından satın alındıktan sonra baba tarafından hiçbir hak talep edemiyorlarmış.

Efendisi eşi, ailesi koca tarafı oluyormuş, sebebi ise onun satın alınmış olmasıymış.

Oysa Anadolu’da o tarihlerde boşanma olayı var. Kadın isterse boşanabiliyor. Hatta boşanma talebi olarak kadın erkekten para bile talip edebiliyormuş. Bu da kadına boşanma hakkı verdiği gibi haklarının da korunduğunu göstermiyor mu?

Dahası var:

Anadolu’da adet ve gelenek hukukuna göre, evlenirken sadın satın alınmıyor.

Erkek gibi kadına da boşanma hakkı tanınıyor.

Boşanınca çocuklar kadına düşüyor. Ben bu yazımda Muzaffer Tunç’un yazdıklarından da yararlandım.

O dönemlerde kadınlarla ilgili bilgileri araştırdığımızda Anadolu’daki kadının farklı olmasına şaşırmamak ne mümkün…

Dünyanın bir çok yerinde kadına isim dahi verilmezken, numara ile çağrılırken, şeytansı olarak düşünülürken, mal gibi alınıp satılırken; Anadolu’da kadına hak tanınmış, her tür olayda onun da söz hakkı olduğu belirtilmiş.

Kadın ta eskilerde bu kadar değerli iken, kadının söz söyleme hakkı ta eskilerde bile var iken, şimdilerde yaşanılan bu cinnet durumları nedir?

Bu kadınlara yapılan haksızlıkların sebebi nedir?

Bizler Anadolu’lu değil miyiz?

 Nazan Şara Şatana

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....