Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '16

 
Kategori
Siyaset
 

Kalbimiz bütçemizden büyüktür

Kalbimiz bütçemizden büyüktür
 

gülümsedim


Ne kadar güzel

Ne kadar kulağa hoş gelen

Şairane bir deyiş

Öyle ki; manayı maddeye üstün kılan bir bakış açısı…

Başbakanın ağzında bu kelimeyi duyunca gülümsedim.

Keşke dedim keşke… Dediğiniz gibi olsa

Bir gerçekle örtüşse de çıplak kalmasa insanlık…

Kapitalizmin, hem de en vahşisinin uygulandığı ülkemizde icraatın başında olup

Vergilerle ezilen halka rağmen bunu söylemek cesaret ister.

Sorumsuzca sarf edilen bu kelimenin altında yatan gerçeği çok iyi biliyor kendisi aslında.

Bir tabirle “ dostlar alışverişte görsün”  misali dünya ülkelerini mahcup etmek, bu insanlık dramına karşı duyarsızlıkla suçlamak adına birazda duygu sömürüsüne dayalı ayakları yere basmayan. Muallâkta kalan bir serzeniş olarak anladım ben.

Aradan bir gün geçmemişti ki

Her zaman olduğu gibi Cuma hutbesi de bu yöndeydi

Müftü efendinin sergimiz var sözünü duyunca

Anladım ki;

Büyük olan Allah

Büyük olan bu ülke halkının gönlü ve vicdanıydı.

Yoksa içi başka dışı başka gündem oluşturan bu tür sözleriniz ve oluşturduğunuz algılar değildir.

Bu halkın ve bu dinin mensuplarının yaptığı yardımların sayenizde olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz!

Bayır- bucak Türkmenleri ve Suriyeli göçmen kardeşlerimiz için sergi açıldı. Kimi verdi kimi vermedi! Vermek bir erdem olduğu gibi vermemekte bir tepkiydi belki!

Ama bayır-bucak Türkmenlerinin yurdu yuvası yıkılmıştı. suriyedeki tutunacak tek dal olan o bölge Rusya’nın ve rejim güçlerinin eline geçmişti.

Bayır- bucak Türkmenleri feryat etti ”bize makarna değil, silah gönderin”

Şimdi neler oluyor Suriye de? Haberdar mısınız?

Rusya’nın ve Amerika’nın anlaşması sonucu Esatla birlikte. P.Y.D nin yönetimine bırakılacak bölgeleri temizleme harekâtları başlatıldı.

Avrupa’nın ve Türkiye’nin sorunu ise içinden çıkılmaz hal alan mülteci sorunu çözebilmek.

Türkiye cumhuriyeti yöneticileri bütçeye ağır yük getiren ve 10 milyar dolar sınırını aşan harcamaların ilk dilimi olan 3 milyar Euro’yu aldıktan sonra, mültecilere Türkiye’de bakma ve Yunanistan üzerinden deniz yollarını kapatmanın bedelini tahsil derdine düşmüşlerdir.

Suriyeli vatandaşlara çalışma izni verilmesi ve iş yeri açmadaki kolaylıklarda Avrupa birliği ülkeleri ile varılan anlaşmalar sonucudur.

Peki, bunca kolaylık, bunca imkân sağlanırken neden mülteciler Avrupa’ya gitmek istiyor?

Denizlerde, yollarda canlarından oluyorlar?

Bunları hiç düşündünüz mü?

Sebebi belli. Bizim ülkemizi de güvenli görmüyorlar.

Çünkü ülkenin güneyinde ve doğusunda terör olaylarının tırmanmasından dolayı kendi halkımız bile mülteci durumuna düşmüştür.

Yani mülteciler ateşten uzaklaşmak için her yola başvuruyorlar.

Peki, bunları söylüyorsun da çözüm ne kardeşim diyenlerin sesini duyar gibiyim

Çözüm, bu güne kadar uygulanan dış politikanın tersi bir politika izlemektir. Bu kadar basittir.

Yani sorun ve sıkıntı getiren uluslar arası plan projelerin bir parçası olmamak. Komşularla sıcak ilişkileri devam ettirmektir. Bütün ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duyup

Hatırı sayılır, hakemliğine güvenilir, yatıştıran çözüm üreten bir ülke olmaktır. İçeride bunca sıkıntı ve çözümsüzlük varken İslam ülkelerinin kanını emen. Onları istikrarsızlaştıran. Fakirleştiren sistem ve uygulayıcıları ile birlik olmak

Onların çıkarlarına hizmet etmek değildir asıl görev

Asıl görev sorumlu olduğunuz ülke topraklarını ve üzerinde yaşayan ulusu korumak kollamak, refah ve huzurunu temin etmektir. Göreve getirilişinizde bundandır. Halkın vergileriyle ödediği maaşlarınızı alma sebebinizde budur. Ve size ve dahi etrafınıza verilen bu ayrıcalık bu imkân ve imtiyaz halkı ezin, hor görün. Onları maceradan maceraya sürükleyin diye verilmemiştir.

Suskun kalanlara. Korkanlara. Fikrini ve düşüncesini duvara söyleyenlere bir çift sözüm vardır.

(Adam sansınlar)


insanlık köreldi insanlar sağır 
insanım diyenin yükü çok ağır 
bir şey bilmiyorsan boşluğa bağır 
başkaldır düzene adam sansınlar 

ölüyle dirinin kalmadı farkı 
gözyaşı sel olsa doldurmaz arkı 
zamane puştları çevirir çarkı 
başkaldır ezene adam sansınlar 

sen ağlarsın onlar güler geçerler 
köşe dönmek için köşe seçerler 
tarlasız tapansız ekip biçerler 
başkaldır düzene adam sansınlar 

din iman torbada fetvalar hazır 
saraylar kurulmuş denize nazır 
gariban sofrada tencere kazır 
başkaldır ezene adam sansınlar 

kurtoğlu acına kimseyi katma 
her gün bir şehit var uzanıp yatma 
yurduna sahip çık davanı satma 
başkaldır düzene adam sansınlar

….

Bu şiir adam olamadığımızın şiiridir. Vesselam

Arap Kurt – köşe yazıları -

 
Toplam blog
: 35
: 151
Kayıt tarihi
: 18.01.14
 
 

1965 yılında Çorum'un Alaca ilçesinde doğdu. İlkokulu orta ve liseyi Alaca'da bitirdi. 1985 yılın..