- Kategori
- Üniversiteler
Kampüsler kredi kartı simsarlarıyla doldu!
Kredi kartı sayısı açısından Avrupa’nın en büyük üçüncü pazarı olan Türkiye’de pazar payının arttırılmaya çalışılması pazar yerleri, caddeler ve sokaklar, alışveriş merkezleri, banka önleri, üniversite kampüsleri ile otobüs duraklarının çevrelerinde bile kredi kartı sözleşmeleriyle dolaşan bankacıları yarattı.
Bilindiği üzere ülkemiz Avrupa’nın en çok kredi kartı kullanan ülkeleri arasında yer alıyor. Bankalar üniversite öğrencilerine yönelik cazip kampanyalar düzenliyor. Her geçen gün kredi kartlı üniversite öğrencisi artarken, borçlu sayısı ile icralık olan öğrenciler de eş zamanlı büyüyor.
Kredi kartına sahip olabilmek için öğrenci kimliğine sahip olmak bile yeterli. Bazı zamanlar adreslere gönderilen özel kartlar öğrencilerin başvurusuna gerek bile duyulmadığını açıkça gösteriyor. Bazı üniversiteler ise anlaşmalı oldukları bankalara aktardıkları öğrenci bilgileri ile her öğrenci adına kart yaptırılmasına önayaklık ediyorlar. 200 YTL’den 1000 YTL’ye varan kredi kartı limitleri öğrencilere devlet tarafından verilen 160 YTL’lik kredi yanında ilginç bir dengesizliği ortaya çıkarıyor.
Üniversiteniz de ders sonrasında bir çay içeyim diye düşünürken karşınıza birden ellerinde bir tomar kâğıt olan güzel giyimli bayanlar çıkabilir. Güzel bir gülücük ve başlayan sohbetle kredi kartı kampanyalarından ve yararlarından bahsettikten sonra sadece bir kimlik fotokopisi ile başvuru yapabileceğinizi belirtirler. Almak istemediğinizi söylediğinizde “Kullanmak zorunda değilsiniz; başvurunuzu alalım cüzdanınızda bulunsun” diyerek ikna etmeye çalışırlar. Bir kez daha itiraz ederseniz primle çalıştıklarını bir başvurunun bile kariyerleri için çok önem taşıdığını vurgularlar. Türk bankacılık sektöründe gelinen noktayı sanırım yaşanan bu küçük olay fazlasıyla iyi özetliyor.
Öğrencilere kredi kartı çıkartılırken kefil ve ailenin onayına ihtiyaç duyulmaması bir başka bakışla reşit olmuş her öğrenciye kefilsiz, şartsız kredi kartının çıkartılabiliyor olması birçok sorunun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.
Borcuna sadık olmayan öğrenciler yüzünden bankalarla öğrencilerin aileleri arasında çeşitli sorunlar yaşanırken, bankalar haciz yoluyla ailelerin kapısını çalıyor. Aileler kefil olmadıkları kartların borcunu ödemezken kredi kartlarıyla ilgili düzenlemelerin bu konuya açıklık getirmemiş olması kafaları karıştırıyor.
Yapılan açıklamalara göre Türkiye’de kredi kartı bulunan üniversite öğrencilerinin sayısının 500 bini geçtiği söylenirken; kredi kartı kullanma alışkanlığını edinememiş bireyler olarak beklenen tehlikeye dikkat çekiliyor.
Yapılacak tek şey kredi kartlarını kullanırken bilinçli bir tüketimi sağlayabilmek; yoksa öğrencilerin vize-final sıkıntıları arasına kredi kartı borcumu nasıl ödeyeceğim sorusunun da yer alması kaçınılmaz olacak.