Kaoskeş Türkiye

Türkiye Cumhuriyeti ve onu oluşturan Türk Milleti olarak birbirimize düşmekte anlaşılan çok mahir bir ülke ve milletiz. Aynı zamanda herhangi bir konu da kolayca kutuplaşıp “başkaları” veya “karanlık güçler” gibi hayal mahsulü şeylerle de kendi yarattığımız kutuplaşmalara günah keçisi bulup kendimizi olaydan sıyırabilme yeteneğine sahip tek millet ve ülkeyiz biz.

Öyle olduğunu düşünsek dahi(“başkaları” veya ”karanlık güçler”) ülke içinde birbiriyle barışık olmayı beceremeyen herhangi bir konuda kıvılcım yaratıp ortalığı yangın yerine çevirebilen millet ve ülke olarak söz konusu “gizli ellerin” ekmeğine biz yağ sürmüş olmuyor muyuz?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana tarihini incelediğimizde bu tür hadiselere sıkça rastlamak mümkün.

Eğer Türkiye’de 1960, 1971, ve 1980 gibi ülkemizle birlikte demokrasimize darbe vuran dönemler varsa bu dönemleri ve bu dönemlere Türkiye’yi getiren ve yaşatan söz konusu “dış güçler” değil Türkiye’nin ta kendisidir.

Bir türban düzenlemesi gibi demokratik bir düzenlemeyi türbanı savunanlar-türbanı savunmayanlar, lâik-anti lâik gibi bir kutuplaşmaya götürülmesine millet ve devlet olarak önlem alamıyorsa suç “dış güçlerin” değil kimse kusura bakmasın devletiyle, milletiyle ve her kesimiyle Türkiye Cumhuriyetinindir.

Demokratik Tartışma anlayışı Türkiye’de maalesef gelişmemiştir, gelişememiştir. 1946 yılında demokrasiye geçen Türkiye Cumhuriyeti, arada altmış iki senelik bir zaman zarfı olmasına rağmen geliştirememiştir, demokrasisini.

Şimdi ise yeni bir tartışma konusu daha çıkmış bulunuyor.Neymiş efendim Taksim’de kutlama yapılamazmış.Şunu ehemmiyetle belirtmek gerekir ki, 1977’de yaşanmış bir hadiseden dolayı o acı hatıranın faturasını Sivil Toplum Örgütleri’ne kesmek ne adaletle, ne demokrasiyle, ne de vicdanla bağdaştırılabilir.

Yapılan bu anti-demokratik girişim “Ülke kaosa sürülmek isteniyor” şikayetinden dem vuranlara hiç ama hiç yakışmıyor.

Taksim’de ısrar etmek isteyenlerinde en az diğer taraf kadar meseleye olgunluk içinde yaklaşması ve Türkiye’yi mutsuz edecek görüntülere ve bu görüntülerden medet uman kesimlere fırsat vermeyerek, Taksim’i yasaklamak isteyenlere en önemli cevabı vermeleri gerekir.