Kapatma davasında son viraj

AKP hakkında açılan kapatma davasında geçen hafta taraflar mahkemeye sözlü beyanatlarını verdiler.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddialarının arkasında durup , iddialarını dayanaklandırdırırken; AKP sözcüleri ise Başsavcının iddialarını yalanladılar ve iddianın sağlam temeli olmadığını ifade ettiler.

Artık kapatma davasında son dönemece gelindi, yani raportör raporunu tamamlayacak mahkeme heyetine sunacak ve uygun bir günde toplanan mahkeme heyeti kapatma davası hakkında son kararını verecek.

Bu konuda üzerinde durmak istediğim konu aslında AKP hakkında açılan kapatma davası değil.

Parti kapatmalara karşı AKP'nin gösterdiği tavır ve olaylara bakış açısıdır.

Bu parti hakkında açılan kapatma davasından sonra meclisteki muhalafet partilerinden MHP demokrasilerde partilerin millet tarafından kapatılacağını belirterek hangi siyasi parti olursa olsun şiddetle ve terörle ilişkilendirilemeyen partilerin kapatılmasına karşı bir tavır koymuştur.

Yine uzlaşmaz parti imajıyla anılan anamuhalafet CHP de bu konuda açıkça AKP'nin kapatılmasından yana tavır göstermemiştir.

Şimdi şu soruyu sormak gerekiyor?

AKP hakkında kapatma davası açılmasaydı da farzedelim MHP ya da CHP hakkında kapatma davası açılsaydı acaba AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ın tavrı ne olurdu, çok merak ediyorum.

Acaba ne söylerdi?

Şimdi böyle bir ihtimale göre bir senaryo yazalım ve bir gazete haberi oluşturalım.

"AKP genel başkanı ve başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin Kayseri kadın kolları kongresinde konuştu. Gündemdeki MHP'nin kapatılması konusnu değerlendirdi. MHP'nin ırkçı ve kafatasçı bir parti olduğunu seçimlerden önce kendisinin de defalarca ifade ettiğini belirten Erdoğan; hiçbir DEMOKRASİDE ırkçı partilere yer olmadığını dolayısıyla partinin kapatılmasının yerinde olacağını ifade etti."

Başta da belirttiğim gibi bu haber uydurma ama bu durum gerçek olsaydı acaba başbakanın göstereceği tavır farklı mı olurdu ?

DTP eski grup başkanı Ahmet Türk bir meclis grup konuşmasında Başbakana seslenirken kendine özgü ifadeleriyle 'Sen kendine mi müslümansın , kendine mi demokratsın? ' demişti. Aslında Ahmet Türk kendi penceresinden haklıydı. Çünkü DTP hakkında , AKP'den çok önce kapatma davası açılmıştı. AKP, DTP hakkında açılan kapatma davası hakkında hiçbir yorum yapmazken ibre kendine dönünce parti kapatmanın çağdışı olduğunu ifade edip, Avrupa'dan bu konuda destek aramaya çalıştı.

AKP'nin kurmayları mahkemeye Venedik kriterlerinin temel esas olarak görülmesi gerektiğini belirtmişler. Şimdi sormak gerekiyor 6 yıldır aklınız neredeydi?

Yani 2002'den bu yana iktidarda olmanıza rağmen parti kapatmalar konusunda Anayasada ve Siyasi Partiler Kanunu'nda en küçük değişiklik yapmayan hükumetin kapatma davası konusunda Venedik kriterlerini öne sürmesi çok manidardır.

Parti kapatma konusunda önemli sayılabilecek son Anayasa değişikliği 2001 yılında yapılmıştır. Bu değişikliğe göre parti hakkında kapatma yerine devlet yardımından yoksun bırakma gibi bir yaptırım da gündeme getirilmiştir.

Bu konuda anayasada 2001 yılında beri hiçbir değişiklik yapılmamıştır.

Son olarak şunu belirtmek isterim.

Durum böyle iken, savcının dava açması, mahkemenin davayı incelemesi konusunda hiçbir hukuka aykırılık yokken yaygara koparan iktidarın kendisini sorgulaması ve 6 yıldır anayasada ve siasi partiler kanununda neden bir değişiklik yapmadıklarının hesabını kendi vicdanına vermesi gerekir.

Siyasi partiler milletin temsilcileridir. Onları milet iktidara getirir ve iktidardan alır. Ancak bu siyasi partilerin sorumsuz oldukları anlamına gelmez. Yürürlükteki mevzuata göre partiler de denetlenir ve değerlendirilir.

Saygı ve sevgilerle..