- Kategori
- Kitap
Kara Duvak

Kanım dondu, gözlerimden yaş geldi.
İnanılmaz ön yargılı davranmıştım Esra Erol'un kitabına, kadıncağınızın nasıl bir yola çıktığını bilmeden kitap hakkında sert eleştirilerim vardı ki sevgili arkadaşım Irmak çakralarımı açtı.
Kitabı aldım ve başladım okumaya çok fazla hata olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Sanki yazılmış ve sonra hiç okunmadan bastırılmış gibi. Tabi bu yazarın sorumluluğundan çok ekibin göz ardı edişi gibi geldi bana. Neyse ne, nasıl anlatıldığından ziyade neyin anlatıldığı çok daha önemli.
Esra Erol aslında hepimizin bildiği, herkesin üzerine saatlerce konuşabileceği "kadına şiddet" konusunda değinmiş kitabında ama bu kitaptakiler daha önce okuduklarınıza hiç benzemiyor.
Her şey o kadar şeffaflıkla anlatılmış ki, bazı ayrıntılar sahiden kanınızı donduruyor. Geçmişinizi anlatırken kendinizi çocuk saydığını 14'lü 15'li yaşlarda pis bir bodrum katında tecavüze uğradıktan sonra "namus" uğruna yok edilen hayatların dramı içler acısı.
Başbakanlık araştırma enstitüsünde yapılan araştımaya göre Türkiye'de ki kadınların %57'si aile içi şiddete maruz kalıyormuş. Bu gerçeği tek cümle ile ifade etmek kolay, bunu okumak sıradan ancak o %57'nin hikayesi akla mantığa sığacak gibi değil.
Evliliğin baharında "kayınpederinin odasının ortasına yaptığı kakasını temizlemek zorunda olan" kadının, aslında bundan çok daha ağır hakaretlere uğrayarak "kayınpederine kakasını yapışını izlemesinin ve onun popusunun yıkamasının" görevi olarak tanımlanması insanlık dışı.
Yada,
Banyoda çırılçıplak ve savunmasız bırakılan kadının soğuk suyla ıslatılıp, hortumla dövülmesi beni dehşete düşürüyor...
Hikayelerin her biri o kadar acıklı ki, hangisini birer ikişer cümleyle özetlemem gerektiğini bilemiyorum.
Tek bildiğim her gün ekranda gördüğünüz kimilerinizin sevdiği kimilerinizin küçümsediği kadın bugüne kadar "ben yazarım" diyen insanlardan dahi çok daha açıkça kaleme almış her şeyi, roman türünün yapaylığına ve değiştirmelerine gerek duymadan olduğu gibi anlatmış her şeyi. O kitap bittiğinde kitapta adı geçen T. ile M. ile konuşmuş hissi uyanacak sizde de.
Okumadıysanız okuyun, etrafınızda aklı bir karış havada ergenliğin buhranında genç kızlar varsa onlara da okutun. Her kadının pişmanlık cümleleri çok güzel vurgulanmış. O uçarı genç kızlara tekrar tekrar öğüt verin bu bölümleri.
Cehaletle, okumamışlıkla alakası yok bu işin, kalıplaşmış düşüncelerinizden arındırın kendinizi. "O ne dedi, bu ne der?" tabularının arkasında saklanıp gencecik insaların hayatlarını karartmayın. Okutun, okuyun. 16 yaşında ki bebeğin kucağına bir bebek vermeyin.
Gençken yapılan her hatının telafisi var. Hepimizin çalkantılı, saçmaca davrandığı dönemler olur. Mühim olan bu dönemleri atlatabilmek. Sokakta kızların erkek gibi kavga ederek küfürleştiği, bekaret yaşının 14'e düştüğü bu yıllarda kendimize daha fazla hakaret ettirmeyelim. Biz anne adayları ve anneler istersek kendi elimizle kaderi değiştirebiliriz. Güç sizin yetiştidiğiniz çocuklarda…
Umuda katkı sağlayın ve lütfen kitabı orjinal alın…
www.eceors.com