- Kategori
- Şiir
Karanfil

Karanfil
S'e
yalnızca bir karanfil umutsuzca yerleşti
hiçbir masanın rengini almadan
içinden orman geçen tüm kitapların içinden geçip yanıbaşımıza
şimdi akşam vurur bu karanfil saatinde
yalnız oturulan her masanın hüzün kıyısına
karanfilin gözleri gözlerime değer
bir ada esintisiyle
yeşildir mutlak gözleri
ne kadar çok sevildi
sevildikçe kendini tanıyan
seviştikçe bedenini yurtsayan
ne çok anı edindik oncacık kısa zamanda
kendimi yakmadıkça bu mayıs'a beş kala bir anka gibi
başlangıçta bir avuç küldü yüreğim
balçıkta bekletilmiş bir avuç kül
bozgunlar yıkımlar ihanetler içinde
şimdi içimdeki hiçbir karanfil yetmiyor
onu azıcık görememenin uzaklığını anlatmaya
delişmen ateş hattında ömrümün en genç yanının yarasını gören gözleriyle geldi
tüm insan yönleri mi hatırlatıp
dupduru geldi
ağrısız huzurla seven bir karanfil olup geldi
el tetikte ten sürgünde
tutkusu ince bir hastalık olan yanlarıma
merhem olup geldi
kimse ondurmadı onun gibi acıları mı
ondan sonra yarasını görmeden kimsenin
dost olamıyor insan
ağrısız seven tutkusuyla
nicedir ince bir hastalığın bulaşmadı ruhuma
hiç bir yara yok artık bedenimde
herkes sığınağını kendi dağına kazımışken
içki masalarında delişen çocuklar
söyleyin
hangimiz haklıyken kazanmıştık
sevgilerimiz de
eski resimlerden sözcükler kaldı
cam kırıklarına saklanmış
bir zamanlar kanatılmış yaralarımızdan şimdi ne varsa
sözcüklere kitaplara saklanan
tüm çağrışımlar onun duru sesinde yok olup gitti
bir zamanlar sanmıştım ki
hayat kitaplarda ve sözcüklerde
gizli
şimdi şaşarak anlıyorum
o karanfilin duru sesinde
yeşil gözünde
ada esintili soluğun da gizlenmiş
her şey
sunarak ellerine bırakıyorum ellerimi
ipeksi yumuşak
denize bu tepeden huzurla bakıyorum
Mehmet Özgür Ersan 21.04.2014 beşiktaş Heybeliada