Kariyer çizildi bir kere

Beşiktaş – maçından sonra bu yazıyı yazmayı düşünmüştüm. Bir süre beklemeyi yeğledim. CSK Moskova takımı ile yapılan maçı izledikten sonra, bilgisayarın başına oturdum. Bu kez de, bilgisayarın acizliği tuttu. Tuşlar kumanda etmemeye başladı. Laptopu da oğlum götürdüğünden, elim kolum bağlandı.

Sansürün ne kadar toplumsal bir acı oluşturduğunu, teknik yetersizlik nedeniyle bir kez daha iliklerime kadar duyarak yaşamaya başladım. Demokratik açılım tartışmaların yoğun bir şekilde yapıldığı bir ortamda, bazı TV yorumcularının toplumda baskının arttığını söylemeleri, zihinlerin iyice karışmaya başladığınıda göstermektedir.

Beşiktaş’ta yaşananları izledikçe, yazılanları okudukca bu flmi bir kez daha izlediğimizi anımsadım. Yıllar önce teknik direktör olarak BJK ye gelen Lucescu ile şampiyonluk yaşanmış, bir yıl sonra yılın ikinci yarısına (anımsadığım kadarıyla) altı puan önde başlayan BJK, arka arkaya aldığı yenilgilerle şampıyonluktan uzaklaşmıştı. Yıllar sonra bu durumu yorumlayanlar, futbol dışındaki güçlerin neden olduğunu yazdılar söylediler.

Mustafa Denizli hocamız ne söylerse söylesin , BJK bu yıl üç büyüklerin içinde en kötü ve istikrasız oyunu oynamaktadır. Bu takımı iki kupa da şampıyon yaptığını söyleyerek, vakit geçirme hakkıda bulunmamaktadır. Ertuğrul Sağlam’ın oluşturduğu takım, iki takviye yapılarak, Sivas ve Trabzonsporun beceriksizlikleri sonucunda, şampiyonluğu yakaladıklarını unutmamalıdırlar. Bana göre BJK ın en iyi oynadığı maç, Fenerbahçe ile oynadıkları kupa final maçı olmuştur. Son Denizlispor ile yapılan karşılaşmada sayın Yıldırım Demirören’e yapılan protostoyu, biliçsiz yığınların gelişi güzel tutarsız hareketleri olarak yorumlamaktayım.

BJK yönetimi, geçen yıl şampiyon olan takıma teknik heyetin önerileri doğrultusunda önemli oyuncular almıştır. Şu andaki kadro, aynı ayarda iki takım oluşturacak güçtedir. Takımın iyi oynuyamaması veya gol atamamasının sorumluluğu, teknik heyete aittir. Yönetimin hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki sayın teknik direktör Mustafa Denizli hocam konuşmayı bırakıp, çizilen kariyerini kurtarmalıdır. Geçmişteki başarılarını kimse yadsıyamaz. Ancak, yaşananlarda ortada. Kaleci Rüştü Recber önemli bir oyuncudur. Ancak Galatasaray maçında yediği hatalı goller takımı çökertmiştir. CSK maçında da altıncı dakıkada, otuz- otuzbeş metreden yediği gol, takım da şok etkisi yarattığını izleyerek gördük. CSK’lı futbolcular, otuz metreden gol yediğini görünce, ayağına topu alan her futbolcu, otuz kırk metreden şut atmaya başladılar. Denizlisporun oyuncuları da denediler kırk metreden şut atmayı. Gol atamamalarına Rüştü açısından çok sevindim. Bu davranışları içim kan ağlayarak izledim. CSK maçında ki ikinci gol, tüm savunmanın hatası idi. CSK’lı genç oyuncu, üç dört kişiyi peşine takıp Rüştün’ün kolarının arasından golu attı.

Dramatik estantaneyi, BJK teknik heyetinin döne döne izlemelerini öneririm. Böylesi pozusyonlar futbolun içinde vardır. Bırakalım sarı kartı, kırmızı kart olsa bile, onsekizin dışında oyuncuyu faulle durdurma yoluna gidilmez miydi?

Transfer niçin yapılır? Hangi mevki de aksama var ise, o alana oyuncu alınır. Alınırken temel ilke, o mevki de oynayan oyuncu dan daha kaliteli olması temel amaçtır. Yani alınan oyuncuya, o mevkinin direk elamanı olarak bakılır. Ve ya, o mevkiye talip olabilecek genç yetenekli oyuncu alınarak, takıma kazandırılır. Mustafa Denizli hoca, her maça değişik tertipte oyuncularla sahaya çıkmaktadır. Kaliteli futbolcu oldukları için önemli miktarda ücret ödenerek alınan oyuncular, yedek külübesinde oturmaktadırlar. Bu tercih teknik direktörün tercihidir. Kimsenin söz söyleme hakkı yoktur diyebilirsiniz. Ancak alınan skor sonucunda eleştirleri küçümseme hakkıda yoktur. Kariyer cizilmiştir bir kere. Ligin birincisi ile arasındaki fark 15 puandır. Bu puanın kapatılması matamatiksel olarak mümkündür. Diğer takımlarında, BJK yaşadığı olaylara benzer olaytların yaşaması gerekmektedir. Uzun maratonda bu olasılıklar düşünülebilinir.

Başka takımlarda işler kötü gittiğinde, BJK de her şeyin çok iyi ve olumlu gitmesi gerekliliği ortadadır. Sosyal olgu olarak gerçekleşmesi güç gibi görünüyor. BJK de hedef kendiliğinden kupa maçlarına yönelmektedir. Avrupa kupalarında ki şansı ise, CSK nın çok kötü sonuçlar almasına bağlıdır.

BJK başkanı sayın Yıldırım Demirörene bir öneride bulunacağım. Teknik heyetin beceriksizliğinin faturası size çıkarılıyor ise, elinizi masaya koyup, kaleci Hakan ile Batuhan’ın antıramanıyla özel ilgilenmelisiniz. Bir an önce takıma girmelerini sağlamalısınız. Kaleci Hakan fizik bakımından , ligte oynayan kaleciler içinde en iyi yapıya sahiptir. Havadan gelen toplara refleksi, Galatasaray ve Fenerbahçe kalecilerinden eksik yanı bulunmamaktadır. CSK maçındaki ilk golü, fizik ve refleks yapısıyla Hakan’ın önleyebileceği düşüncesini dostlarla tartıştım. Batuhan, hem fizik hem de güç bakımından iyi santfor olacak niteliklere sahip genç bir futbolcudur. Şimarıklıklarını bir baba ve ağabey şevkatı ile törpüleyip, Türk futboluna kazandırılmalıdır. Batuhan’ın her takımın korkulu rüyası olan santfor olacağına inancım sonsuz. Milli takımımızın santfor sıkıntısının da çözümleneceğine inanıyorum. Bu çocuklara yakınlığım ise, televizyonda görüntülerini izlemeden öte tanışıklığım yoktur Bu yazıyı, 55 yıl önce babamın bana aldığı kemerin tokasında Beşiktaş armasının bulunması nedeniyle Beşiktaşlı olup, ona gönül veren bir taraftarın duygusu ile yazıyorum. BJK teknik heyetinin beğenmeyip kiralık olarak gönderdiği hırvat futbolcu Gordon Schildenfeld, Galatasaray.- Sturm Graz maçında 22 futbolcu arasında en iyi oynayan oyuncu olmasını kahkahalarla izledim.

M.Ferit KOTAN