Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kariyerinle başgöz etmeyiz seni, korkma :)

Kariyerinle başgöz etmeyiz seni, korkma :)
 



Güzelim benim...

Mektubunu aldım. İyi haberin beni mutlu etti, önce onu söyleyeyim. Evine yerleş, güle güle otur; gelirim belki gezmeye. Havalar serinlesin biraz daha.

Bu mektup işini sevdim ben, mektuplaşalım sen dönene kadar. Hepsini saklar, geldiğinde çıkarır okuruz.

Oralarda bir başına garip kaldın, onun da üzüntüsüyle ağladın gibi geldi bana. Yalnızlık zor, haklısın. Kadın kısmı başını göğsüne yaslayacağı, kendini güvende ve mutlu hissedeceği birini arıyor her zaman. Çocukluğumuzu hatırladım yazdıklarını okurken. Sokağımızdaki en güzel kız sendin. Oğlanlar sana bayılırdı. Ama sadece güzelliğine değil. Birbirleriyle itişip kavga ettiklerinde, düşüp bir yerlerini yaraladıklarında oradaysan önce senin yanına gelirlerdi bilmem hatırlar mısın. Doktorculuk oynardık, sen de onları iyileştirirdin. Sadece oğlanlar değil, kolu kanadı yaralanan kediler, kuşlar bile sen dokunduğunda onlara, kaçmazlardı. Dertlileri rahatlatan, iyileştiren bir havan vardı. her halinden şefkat akıyordu. Evcilik oynarken anne sen olur, yaramaz oğlanları terbiye ederdin, onlara mahsuscuktan mamalar yapar beslerdin. Sonra büyüdük, okula başladık. Bu halin, yoğunluğu azalsa da devam etti yine.

Sen şimdi acımasız rekabetin olduğu akademik çevredesin. İş hayatının kuralları çok farklı. Hep tetiktesin, hep yarıştasın. Geri kalmamaya çalışıyorsun. Şefkatin, sıcaklığın, sevecenliğin ister istemez bir köşeye çekildi. Oyunun kurallarıyla oynamaya çalışırken rekabetçi yönün sivrildi haliyle.

İnsanlar birbirlerini gözleriyle görür ama hissetikleriyle de ilişki düzeyini belirlerler. Çevrendeki erkekler, senin
güzelliğini gayet iyi görüyorlar, merak etme. Ama karşılarında onlar kadar güçlü, rekabetçi, mücadeleci bir ''iş arkadaşı'' olduğunu hissediyorlar. Bu yüzden sana güzel bir kadın gözüyle değil de kendilerinden biri gibi bakıyor ve davranıyorlar.

Şu da var: Erkekler de değişti. Babalarımızın zamanındaki adamlar yok her yerde. Çevrendekilerin bazıları bir kadını sevmeyi, korumayı, bir aile sorumluluğu almayı bilmiyor. Etrafta fiyakalı okulları bitirmiş, kendi evi olan, iyi para kazanan, ağzı iyi laf yapan, güzel danseden, öptüğü zaman aklını başından alan bir sürü ''erkek'' olamamış adam var. Gezer, tozarsın ama aile kuramazsın. Koca olmayı bilmiyorlar. Eş değil ev arkadaşı gibi görüyorlar eğer evlenirlerse eşlerini. O yüzden hiiiç üzülme, kendi kıymetini de bil.

Benden tavsiye istiyorsun, ihtiyacın yok ama yine de birkaç şey yazayım:

Hayatın için sakın pişmanlık duyma. Başarılarının keyfini çıkar. Çok çalıştın buralara gelmek için. Sadece işinle özel hayatının arasındaki dengeyi iyi kur. Eve iş getirme. Okulda dersini öğren. Danışmanınla geçireceğin süre yeter sana. Çok çalışkan başarılı doktora öğrencisi kılığın, okul kapısında kalsın, taşıma yanında. Evde başarılı, mücadeleci halinle gezme. Yumuşaklığın, şefkatin, dişiliğin çıksın ortaya. Dişi olmak, kucaklayan, saran, iyileştiren, huzur veren olmaktır, vücut kıvrımlarından daha fazlasıdır yani. Kıyafetlerine bile dikkat et, daha feminen şeylerle gez okul dışında. İçindeki kadın göstersin kendini. İnan bakışların bile değişecek. Çevrendekiler senden yayılan elektriği çok iyi algılar.

Erkekler de bizim gibi, yanlarında kendilerini iyi hissedecekleri kadınlara yönelirler. Tamamen içgüdüsel bir şey bu. Hepimizin yanındayken savunma durumunda olmayacağı insanlara ihtiyacı var. Bizi olduğumuz gibi kabul edecek, kusurlarımızı bağışlayacak, üzüntülerimizi giderecek, zayıflığımızdan utanmayacağımız eşler istiyoruz. Anne babalarımız bunun için hala beraberler. Birbirlerini sarıp sarmaladıkları için hala bir yastığa baş koyuyorlar. Çok ağır bir kusuru olur insanın, müşterek hayat çekilmez hale gelir, o ayrı. Eskilerde yapılan ve 30 - 40 yıl süren evliliklerden bahsediyorum ben. Onlar birbirleriyle yüzgöz olmamışlar, birbirlerine saygılarını her zaman korumuşlar, kavga ettiklerinde de barışmasını bilmişler.

Sakın üzülme e mi benim güzel arkadaşım. Sen de bir aile kuracaksın, yalnızlık Allah'a mahsustur. Elbette senin de gönlüne göre biri vardır bu dünyada. Seni sen yapan şeylere sahip ol. Sana sen olduğun için değer verecek insanlara yaklaş.

Sevdiğin insanla evlenir misin bilemem ama aşık olmadığın biriyle de sakın evlenme.

Kucak dolusu sevgilerimle öpüyorum seni.




 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..