- Kategori
- Deneme
Karpuza gel, karpuza
"Bıçak bile kalın kabuğu kesmekte zorlanıyor..."
Doğup büyüdüğüm Ankara’nın belediye başkanı da bir hoş! Bazen çocukları sevindireyim der, otobüsün içinden topları fırlatıverir! Şehirli susuz kalmasın diye, döşer kilometrelerce boruları, sonrada içinden tartışmalı Kızılırmak’ın suyunu gönderir, yürekler ferahlasın diye…
Şimdilerde karpuzlar sırada…
Hem de, 500 tonla, kamyon kamyon fakirin sofrasında yerini bularak!
“ Çatırttttt!!!” diye bir ses ve içi bal kırmızısı bir karpuz. Sonra da, fakirin sofrasından yükselen ses;
“ Oyumu verdim gitti ya! Beni bir düşünen Gökçek var. Bu sene kömür veremedi ama hiç olmazsa karpuz verdi! “
Ve bir başka fakirhanede, eller karpuzun üstünde, gelen ses de hiç hoş değil. “Tin, tin!…” Ya Bismillah! Arasında, bıçak bile kalın kabuğu kesmekte zorlanıyor. Sonunda, karpuz ikiye ayrılıyor ve henüz çekirdekleri bile oluşmamış bembeyaz karpuz, bu kez fakirin yüzünü güldürmüyor.
“ Yuh be!” sesleri arasında “ Bu da mı bize layık görüldü? Oy mu? Görür o gününü! Beyaz karpuz vermek, öyle mi?”
Her yer kırmızı – beyaz. İşte Türkiye! Çılgın Türkler sahada Avrupalıyı dize getiriyor.
İnsan hakları, suç işleme, eğitim, işsizlik, gazete okuma ve daha nice önemli sosyal kriterlerde sınıfta kalıyoruz ama olsun, hiç olmazsa “ futbol” da olup bitenler, yüreğimizi ısıtıyor. Onun sayesinde hep birlikte sevincin doruk noktasına ulaşıyor ve tabancalarımızla istemeyerek de olsak bize ortak olan bedenlerin sevinmesini sonlandırabiliyoruz!
Sağ olun cesur yürekli “ Turko”lar
Birlik ve beraberlikle neleri başarabileceğimizi sizler öğrettiniz!…
Peki, futbol şampiyonaları bittikten sonra, bizleri birbirimize düşüren nedenler nedir? Hiç düşündünüz mü?
Sanırım siyaset ve siyasetçilerin cilveleri olsa gerek.
Siyaset dedim de, bakın bu sihirli sözcük neler yaptırıyor neler…
Yıl 1999 Düzce depremi ve 7, 4 lük deprem sonrası 50 bin ölü,
Yıl 2008 Japonya depremi ve 7, 2’lik deprem sonrasında, yalnızca 2 ölü.
Ilımlı İslam, türban, parti kapatma tartışmaları derken savaşlar, olanca hızıyla siyasetin kahpeliğinde devam ediyor. Yine bombalar küçücük bedenlerin masumluğunda ocakları söndürüyor. Iraklı Akil Faysal Gazi, iki yaşında babasının kucağında son kez vedalaşırken cansız öpülüyor, ancak, onun sıcaklığını ne yazık ki hissedemiyor.
Bush ise, binlerce insanın ölümünden sorumlu olmasına rağmen sarayında yeni kurnazlıklar peşinde!
Tuzla’da ise ölümler devam ediyor,
Asgari ücretin bakımsızlığında,
İnsanlar yaşamaya çabalıyor…
Siyasetçilerin “ Oy Pazarı”ndaki olumsuzluklarına keşke futbola sevindiğimiz gibi tek yürekle karşı gelebilsek. Sanırım işte o zaman, insanca yaşamı hep birlikte hak etmiş olacağız.
Ne dersiniz?
Yine sevgiyle kalın…
erterd@msn.com
Haziran 2008/ Bursa Ertuğrul ERDOĞAN