Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '11

 
Kategori
Magazin
 

Katil Kral Carlos

Katil Kral Carlos
 

Gazeteci Prenses ve foto muhabiri...Resim internetten alıntı.


Putin’in Ülkesi mahpushanelerini modernize etmekle meşgul; yabancı basına kapılarını açıyor.

Ne gösteriyor?

İşine geleni…

Esasında, yetkililerin; hasıraltı etmek istedikleriyle; el âleme gururla göstermeye çalıştıkları arasında pek bir fark yok veya ben göremiyorum.

İşkencenin; iptidai ve çağdaş halleri…Henüz modernize edilememiş hapishanelerin avlularında çırılçıplak yaralı bereli suçlular yerlerde sürünüyor. Onları adam etmeye çalışanlar tepeden tırnağa silahlı; oyuncak ettiklerinle kafayı buluyorlar.

Cep telefonuyla çekilmiş bu görüntüleri dışarı sızdıran, yan gelir sağlayanlar da aynı görevliler arasından çıkabiliyor. Belki de suçluluk duygusunun etkisinden kurtulmak istiyorlar. Allah bilir.

Yabancı objektiflerin, kameraların: “Siyah Balina” Kodesinde çektikleri belgeseli izlerken, yine de insan bir tuhaf oluyor.

Öldürdüğü kurbanını midesine indiren; artan parçaları ziyan olmasın diye kanguru eti niyetine satan; gencecik kadını: Teslim olmasına rağmen lime lime doğrayan; bebişlere bile merhamet etmeyen; acımasız azılı katiller…

Siyah Balinanın konukları…

Gördükleri muamele müstahaktır.

Ömür boyu, tek başına dört duvar arasında; hücrede, ayrıca parmaklıklı demir kafes içinde…

Tutuklunun: Kapıya pencereye yaklaşması engellenmiş, dışarıya bakması, hücre kapısına dokunması yasak.

Taksit, taksit ölmek: Ağır ceza sayılmaz mı?

Hasta beyinli başı ve onca organı bünyesinde barındıran, taşıyan bedeni: Yere paralel konumda…

Secde edercesine…

Yüce’nin huzurunda; secde edenin elleri kolları dizlerine tutunur.

Gardiyanın önünde secde eden mahkûmun; elleri kelepçeli; arkasında bağlı.

Sayısız daracık koridorları; iki büklüm kat ederken yaşam öyküsünü anlatan mahkûm mutlu! Atölyeye çalışmaya gidiyor.

İçine ettiği hayatının; söndürdüğü ocakların, kıydığı canların haykırışlarına; kısa bir süre için kulak tıkamak; besbelli ona iyi geliyor.

Hapishanenin cümle kapısını süsleyen kusursuz siyah balina heykelleri: Azılı katillerin eserleri…

Rusya’nın medarı iftiharı, firar sözcüğünün sınıfta kaldığı; adını mahkûmlarının eserlerinden alan Siyah Balina Cezaevi…

Cezaevinin mahkûmları: Yaptıklarına pişmanlar mı?

Cezalarını çekiyorlar.

Tarihin kaydettiği; az çok herkesin tanıdığı; elini kana bulamış; ceza almamış kralın iç dünyası bir mahpushane olmalı; psikologlar böyle düşünüyor.

Şimdiki İspanya Kralı Juan Carlos on sekiz yaşında kardeş katili olduğundan beri hep suskun… O sadece babasına hesap verdi. “Kazayla oldu” Dedi.

Baba: Prens oğullarına bu tür oyunları yasaklamasına rağmen tabancanın tüfeğin cazibesinden kendilerini alamamışlardı. Baba Kral silahları dolaba kilitlemişti. Kraliyet ailesi diktatör Franco’nun gölgesinde yaşıyorlar; prenslerin de fena halde canları sıkılıyordu.

Oğullarının yalvarmalarına dayanamayan kraliçe gizlice dolaptan aldığı ölümcül oyuncakları oğullarına iade etti ve küçük oğlunu kaybetti.

Tamiri mümkün olmayan bu hata yüzünden de alkol bağımlısı oldu.

Kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi.

Kardeşini, istemeden; oyun esnasında vuran şimdiki İspanya Kralı Carlos: Yargılanmadı; mahkeme huzurunda hesap vermedi. Hâkimler onu sorgulamadı.

Diktatör Franco: Onun tahta oturmasına yardımcı oldu.

İspanya Kraliyet Ailesini yakından takip eden uzman tarihçilere göre Juan Carlos suskun, vicdan azabından kurtulamayan iyi bir kral…

Oğlu Prens Felipe zamanı geldiğinde İspanya kralı olacak; eşi genç güzel bir kadın; daha önce başından bir evlilik geçmiş bir gazeteci; Prens Felipe’den iki kız çocuğu dünyaya getirdi.

Prenses Letizia: O da zamanı geldiğinde İspanya kraliçesi olacak.

Uzmanlar: Juan Carlos’un mülayim halinin, olgun anlayışlı davranışlarını genç yaşta kardeş katili olmasına bağlıyorlar.

Öyle midir değil midir? Bunu bilebilmek oldukça zor…

İstemeden hesap kitap yapmadan, kaza sonucu; asil bir katil olmakla…

İsteyerek planlı programlı; nefsine hakim olamayan adi azılı bir katil arasındaki fark nedir?

Fark var mıdır?

Mutlak vardır; lâkin yaşamını kaybeden kurbanlar için ne değişir?

İnsanlık hali: Bu sözlerin arkasına sığınmak; vicdanı hoşnut eder.

Her zaman olmasa da bazı zamanlarda; insanlar tutunacak dallara ihtiyaç duyarlar.

6.6.2011 Pazartesi

Alev Meisel/Berlin

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..