- Kategori
- Kültürler
Kavga eden bizleriz

Dün gece kanallar arasında gezinirken TRT de bir müzik programa takıldım . Leman Sam'ın her zaman beğeniyle dinlediğim yorumu yine çekmişti beni. Peşpeşe şarkılarda birinden bir diğerine geçerken sözlerini bizde Murathan Mungan'ın yazdığı , hepimizin beğenerek dinlediği Olmasa Mektubun adlı şarkının anonsunu yaptı ,
Yunanca sözleriyle başladı şarkıya , Ne kadar tanıdık ama ne kadar farklıydı , "Oli mas i ağapi, tin kamara yemizi, san ena trağudi, pu leğame ki dio, prosopa ke loğia, ke t’ oniro pu trizi, san tha ksimerosi, ti tha ‘ne alithino, " .
Leman Sam'ın farklı dildeki usta yorumunu dinlerken düşündüm şöyle bir. Kültürler birliğinin sonucu etkileşimleri , kaynaymış sesleri , folklorik izleri , ortak ezgileri... Dinlerken kendimizden anlamlar kattığımız şarkıya , başka ülkenin insanları farklı sözlerle , farklı duygular katıyorlardı.
Benzer olmayı düşündüm ...
Paylaşmayı ...
Şarkılarda ezgiyi , sofralarda lezzeti paylaşmayı, geleneği , göreneği, duyguları, değerleri, dostlukları aşkı paylaşmayı...
Peki ama neyi paylaşamamayı ?
Ermeni, Rum, Yahudi, Gürcü, Çerkez, Dadaş, Laz , Kürt , Türkmen ...
Etle tırnak gibi birbirine geçmiş kültürler, kültürler içine derin kazınmış çizgiler.
Derken Türkçe sözleriye devam etti şarkı "Olmasa mektubun , yazdıkların olmasa , kim inanır senle ayrıldığımıza "
Her iki dilde yorumlayabilmek bir şarkıyı , farklı pencereler açabiliyor dinleyicinin dünyasında. Kültürler arasında köprü kuruyor bir nevi.
Leman Sam'ın şarkıyı anons ederken söylediği sözlere katılmamak elde mi ?
" Şarkılar kardeştir , kavga eden bizleriz."