Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Mayıs '21

 
Kategori
Felsefe
 

Kaynağı Saydam Varlık

Mutlak Varlık, sahip olduğu mutlak gücün marifetiyle kendi aleminin tam zıttı olan başka bir alemde tecelli etmeyi murad etmiş ve bu tecellinin sonrasında ortaya çıkan varolanlara varlığından varlık vererek oluş ve bozuluş sürecini başlatmıştır. 

Başka bir deyişle Varlık, kendisini yokluğa sürgün etmeyi seçerek, yokluğu, varlığıyla doldurup, yoklukta belirmeyi arzu etmiştir. 

Varlık, diğer yandan, o ana kadar varlıktan nasibi olmayan, daha önce Varlık tarafından hiç kullanılmamış, bir kenarda atıl durumda var olmayı umut ederek bekleyen yokluğu da var etmekle yetinmeyip ayrıca ona varlığını sürdürebilsin diye hayat bahşetmiştir. 

O'nu, ister Allah, ister Tanrı, ister Mutlak, isterse Varlık olarak analım, O, hiçbir şeye zatını avutsun diye hayat vermemiş, hele bizleri, kendisine tapınalım diye hiç yaratmamıştır.

Ne var ki doğada insan zekası belirir belirmez insanın İlahi espriye verdiği olumsuz tepki yüzünden varolanların teminatı olan kaynağın başında çıkan kavgada kaynağın özü saydamlığını kaybedince insanın sahip olduğu anlayış gücü yetersiz kalır ve insan şüpheyle tanışır.

İşte akıl, olmakta olanda bir türlü var olamayanın, yani iyiliğin en büyük düşmanı şüphe tarafından zehirlenince insan kendisi için adaletin ve iyiliğin hüküm sürdüğü bir varlık sahası oluşturamaz. 

Zaten İradesi iyiliği azmedenlerin bille kurtulmakta aciz kaldığı, kötülüğün iyiliğe baskın olduğu mevcut düzenin içinde sürüklenen her şey ama her şey doymak nedir bilmeyen nefislerin teslim olduğu som kötülüğün eliyle kirlenir.

Sahip oldukları gücü hırslarına borçlu olan sadist ruhlu zalimler ise zulümlerini meşru kılmak için vicdan sahibi hiç kimsenin asla kabul edemeyeceği bir takım yasaları devreye sokarak günümüze kadar her düzenin hükümdarı olmayı başarmışlardır maalesef.

Peki ama mazlumların hali ne olacak diye soracak olursanız, onlar adaleti tesis etmek için biraz olsun çaba sarf etmeyip, adaleti değil de ibadeti yücelten bir zihniyetin çukuruna düştüler.

İşte bu yüzdendir kl  ezilenlerin tarihi yoktur. 

Ahmet Güreşçioğlu

 
Toplam blog
: 164
: 710
Kayıt tarihi
: 13.09.06
 
 

1956 yılında doğmuşum. Tanrı Bilimi Eğitimi aldım. 78 kuşağından olmanın verdiği şevkle olsa gerek;..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara