- Kategori
- Deneme
Kazanmak
‘Bir süre önce olimpiyatlarda zekaca ya da vücutça engelli dokuz atlet 100 metrelik yarış için başlama noktasında duruyorlardı. Tabanca ateşlendi ve yarış başladı. Hepsi koşucu değildi ama katılmak ve kazanmak istemişlerdi.
Yarışa başladıktan kısa bir süre sonra bir çocuk takıldı, düştü, yuvarlandı ve ağlamaya başladı. Diğerleri onun ağladığını duydular, arkalarına baktılar ve onun düşmüş olduğunu gördüler. Sekizi birden durdu, geriye döndü ve onun yanına gitti.
Down Sendrom’lu bir kız onun yanına oturdu, sımsıkı sarıldı ve sordu; ‘ Şimdi daha iyi olduğunu hissediyor musun?’ Sonra onu kaldırdılar ve dokuzu birlikte omuz omuza bitiş çizgisine yürüdüler.
Tüm izleyiciler ayağa kalkmışlardı ve çılgınca alkışlıyorlardı.’
***
Yüreğimizin derinliklerinde biliyoruz ki, yaşamda en önemli şey ne olursa olsun kazanmak değildir, onun ötesinde bir şeyler vardır. Yeri geldiğinde diğerlerinin de kazanmasına yardım etmek gerekir. Belki de bunun için yavaşlayıp kendi yarışımızın da şeklini değiştirmek, böylece başka yüreklerin de değişmesine katkıda bulunmak gerekir.
Bizden beklenmeyenleri yaparak da yeni sayfalar açabiliriz. Gerektiğinde, hiç kimsenin beklemediği bir anda soyunuvermeliyiz, atmalıyız üzerimizden bencilliği. Yıkarak ‘ ne pahasına olursa olsun’ dayatmasını ve klişesini, önce insan olduğumuzu anımsamalı ve anımsatmalıyız bir kez daha.
Evet, yaşamın gerçekleri var, her şeyi yapıvermek söylemek kadar kolay değil. Ama şu çıldırmaya başlamış dünyada kimileri ne kadar tersini iddia etse de, asıl olan insandır, insanlıktır, yürektir. İnsan olduğunu unutmamaktır bir anlamda. İnsanlığından utanarak kazanacağın bir başarı yerine, içinde huzur, yüzünde geniş bir gülümseme ile gelen bir yenilgi yeğdir. Belki o bir yenilgi, bir başarısızlık değil, çoğu insanın ulaşamadığı bir insanlığı yaşatma başarısıdır.
**
Bir mum diğerini yakmak için kullanıldığında hiçbir şey yitirmez. Aksine aydınlığın çoğalmasına neden olur.