- Kategori
- Sinema
Kelebeğin Rüyası

Kelebeğin rüyası
Yılmaz Erdoğan' ı yine tebrik ediyorum. Duygu yüklü bir film olmuş. Usta yazarlığın, şairliğin yanında oyunculuklada harikalar yaratıyor. Kendisinin de şair olması, bir şairin yaşam hikayesinden yola çıkılması, bir şair ithaf edilmesi çok dokundu.
Kızımla birlikte gittik filme. Bende şiiri çok sevdiğim için, hem okuyup hem yazdığım dan bu filme gitmeyi çok istemiştim. Çok da iyi oldu. Beni çok etkiledi.
Karakterler çok iyi seçilmiş ve çok iyi oturmuştu. Hele Kıvanç Tatlıtuğ'un her zaman kendini aşarak gitmesi , her filmde kendini yenilemesi, hep ileri gitmesi, kendisi ile yarış halinde olması oyunculuğuna çok iyi gelmiş. Diğer karakterler Mert Fırat, Belçim Bilgin, Zeynep F. A bdullah ve diğer oyuncular süperdi, sanki hepsi yaşayarak oynuyordu. Hepsini takdir ediyorum.
Şiir yazmaları, yayınlanmasını beklemeleri, maden işçileri, hastalıklar yani en ince ayrıntıların atlanmadan yansıtılması olağan üstüydü, filmede yansımıştı. Filmde Mediha'nın ölümü bizi ağır ağır ağlatmaya başladı, Rüşdü'nün ölümü ile hız kazandı, artık gözyaşlarımıza hakim olamıyorduk, kimseye belli etmeden silmeye çalışıyor, tek parmağımızla gözleimizin önünden damlaları alıyorduk.
Muzaffer'in ölümü ile artık kimseye aldırmadan rahat rahat ağlıyorduk. Filmin tamamını anlatmıyorum,izlemeyenler merakla izlesinler diye.
Kelebeğin ömrü birgün olurmuş, bu filmle sonsuzluk kazandı. Yılmaz Erdoğan'ın da dediği gibi
AŞK BAHANESİYDİ ŞİİRİN.
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır